bugün

can o guzel yuzune vurgun,neyleyim
gonul tatli diline tutkun neyleyim,neyleyim;
can da, gonul de sir incileriyle dolu:
ama dile kilit vurmussun,neyleyim.
ey dogru yolun yolcusu,caresiz kalma;
cikma kendinden disari, serseri olma;
kendi icine sefer et erenler gibi:
sen gorenlerdensin, dunya seyrine dalma.
dinle dinsizligin arasi tek bir soluk;
dusle gercegin arasi bir tek soluk.
aldigin her solugun degerini bil
butun yasamak macerasi bir tek soluk.
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek
Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün ...
Zira senin üstünde de otlar bitecek .
sevgiyle yoğrulmammışsa yüreğin;
tekkede manastırda eremezsin.
bir kez gerçekten sevmişsen dünyada;
cennetin cehennemin üstündesin.
Sarhoş ve sevenler yanacakmış, hadi boşver ;
Sanmam ki bu söz doğru,bırak söylesin eller
Sarhoşları, aşıkları Tanrım yakacaksa,
Cennet için avcum kadar ayrılmalı bir yer
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir *
Elinde bir fenerle gelen.
Varlığın sırları saklı, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedikodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
ırmaklarından şaraplar akacak diyorsun
cennet-i ala meyhane midir
her mümin'e iki huri vereceğim diyorsun
cennet-i ala kerhane midir
Dal goncayı bir sabah açılmış buldu ,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiğin ne? Götüreceğin ne?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
içsen de öleceksin, içmesen de!
Yoğurulurken çamurum, sence de belliydi özüm,
Ne günah işleyeceksem, biliyordun onu tüm.
Yargın olmazsa eğer, işleyemez kimse suç ;
Neden öyleyse kıyamette yakarsın a gözüm
Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik;
Yüzlerce incimiz vardı delinmedik.
Sersemliği yüzünden bilgisizlerin
Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.
Tenden çıkagörsün hele bir kez canımız ,
Tuğlayla kapar üstümüzü, dostlarımız .
Bir başkasının kabrini örtsün diyerek
Bir günde bizim, tuğla olur toprağımız .
Nem var, ya da nem yok diye, niçin üzgün,
Ömrün ne zaman mutlanacak?Boş bu düşün!
Sağlıkla bugün çektiğimiz soluğu,
Yarın geri vermek olağan şey mi, düşün.
Camiye gittim, ama Allah bilir niye:
Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye.
Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden:
O eskidi gittim yenisini yürütmeye.
Geçmiş günü beyhude yere yad etme
Bir gelmemiş an için de feryat etme
Geçmiş gelecek masal bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme
Bu dünya iki kapılı bir han,
Girdi mi dertlere düşer insan.
Tanınmadan yaşamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doğmasan.
Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama!
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini,
O var sandığın şey yok mu, o yok arama!
ben ne camiye yararım, ne havraya
bir başka hamur benimki, bir başka maya
yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim.
ne cennet umrumda, ne din ,ne dünya!
ey kör; bu yer bu gök bu yıldızlar boştur boş!
bırak onu bun da gönlünü hoş tut hoş!
şu durmadan kurulup dağılan evrende,
bir nefestir alacağın! o da boştur boş!!!
Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
sarhos oldum mu aklım azalır;
ayıldım mı sevincim dağılır.
ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya?
en güzeli öyle yasamaktır.
biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
kuklacı felek usta, kuklalarda biz
oyuna çıkıyoruz birer,ikişer
bitti mi oyun,sandıktayız hepimiz
bir damla şarap ver çin senin olsun
bir yudumu bütün dinlerden üstün.
söyle, ne var dünyada, saraptan boş?
o acıya tatlılar feda olsun.