-amy winehouse.
yaşarken belki de herkesin küçümsediği, beğenmediği şarkıcı olan winehouse ölünce bi' 90 yaşındaki babaannem kalmıştı amy winehouse'u öldükten sonra dinlemeyen.
-barış akarsu.
tamam, iyi başarılı bir sesi vardı. "kimdir o", "rüzgar", "ıslak ıslak", "gözlerin" ile hepimizin gönlünü fethetmiş olsa da yine öldükten sonra yine türkiye'nin tamamı barış akarsu delisi olmuştu. tamam, oldukça genç olup trafik kazasında yaşamını yitirince herkes üzüldü ama neden başlarda dinlemediğiniz bir insanı, o öldükten sonra onun bir numaralı hayranıymış gibi davranıyorsunuz ki?
-neşet ertaş. zaten halkın sevdiği bir insandı. ama yine o vefat ettikten sonra yukarıda söylediğim şeyler meydana geldi. hatta, detayıyla değinmiştim bu konuya: (#17020264)
müziktir bu. bir şarkıcının yaptığını sevmek "zorunda değilsiniz", çünkü zevk meselesidir. o vefat ettiği için, onun yaptığı müziği sürekli dinliyormuş gibi bir rol takınmanıza gerek yok. çok yapmacık duruyor çünkü.
adamlar yaşadıkları zaman yerden yere vuruluyorlarmış, alayın bini bir para. "the writer of penny dreadfuls" (para karşılığı eziyet çektiren yazar gibi bir anlamı var) olarak ün salmışlar.
Şimdiyse kitapları, edebiyatın başucu eserleri olarak gösteriliyor.