ölüm ve kendi aranızda bir bekleyişse eğer bir şekilde kabulleneceksinizdir.
ama bugün ziyaretine gittiğimiz bir mesai arkadaşımızın 27 yaşındaki kardeşinin durumu, 30'lu yaşların ortasında olan mesai arkadaşımız için çok çok zormuş gerçekten. insanın bunu kabullenemeyişini bugün bir kez daha gördüm.
ve galiba en kötüsü de babalarının 27 yaşında bir evladının muhtemelen çok fazlaca yaşamayacak olmasını bilmesinden kaynaklanan o duru, sakin, metanetli ama bir o kadar da yüreğini parçalayıp yüzüne yansıtmış yıpranmışlığını gördüm ya bugün, işte bana en çok insan olarak o koydu be!
bu kadarı kafi. bu hayatta görülmeye değer hiçbir şey yok, varsa da benim mecalim yok. haydi dünyanızı sikeyim! diyerekten göçüp gitme isteği, eylemsizliğin dibine vurma halidir.
başka birinin ölümünü beklemek, bir kısmınız onunla ölürken artık yapılabilecek bir şey olmadığını görmek, yine de kabullenmemek, o ölürken bekleyenin de ölüme yatması, akut katatoniklik, beynin artık vazgeçmesi, buz gibi bir baş ve hala korku ile atan kalp... can çekişmek bu kadar zor olmamalı. can bu kadar zor çıkmamalı, kendini kaybetmişken bile sevildiğini hissettiğini ve mutlu olduğunu çevredekilere hissettirmek, onun yanında ölümü beklemek, kollarına alıp ölümü beklemek, hiçbir şey yap(a)madan öylece beklemek, hayatın uzun bir anlığına durması, ölümü beklemek ve kollarına almak ölümü, gömmek... elveda...
istisnasız her dakika yaptığım eylem, ancak bir türlü sonuç alamıyorum, çünkü her sabaha "allah'ım canımı al." diye uyanıp her geceye aynı şekilde veda etmekten başka elimden gelen hiçbir şey yok. keşke olsa da kurtulsam artık!