Her insanın istediği bir şeydir ölümsüzlük yalnız 3 gün aynı yemeği yeyip sıkılan bir millet için gereksizce kurulan bir hayaldir. her şeyin bir tadı vardır, ölümün olduğu gibi. yaşamak gerekir.
"her nefis ölümü tadacaktır, götünü yiyim ayağı yapmayın, öleceksiniz" şeklinde ifade etmektedir. doğru söylüyorlar. fakat ölümsüzlük mümkün olacaktır. ikinci yaradılıştan sonra, ölüm öldürülecektir. o günden sonra, inkar edenler, istese de ölemeyecektir..
En büyük geyiklerden biri de "olum ben ölümsüz olmak istemem" lafıdır.
ancak günü gelip ölümle gerçekten karşı karşıya kalındığında kimse de gitmek istemez... kabullenmek gerekir ki insan ölmek istemez, ancak biraz savunma psikolojisiyle işte ölümün doğallığını zihninde de doğallaştırmaya çalışır başka bir yere gidiyormuş gibi kabul eder. yoksa kim kabul edebilir ki bir gün fişi çekecekler. sonrası yok. öncesi nasıl olmadıysa...
Canlıların hepsi ölmek istemez, dolayısı ile ölümsüzlüğü isterler. ancak diğer pek çok konuda olduğu gibi insanoğlu artistik yapmaya devam eder hissettiğini değil icinde bulunduğu toplumun hissettirdiğini söyler.
sonunda yaradanın, yaratma kudretini idrak edecek olan evrimcilere duyurulur.
Onun adı Latincede "Turritopsis Nutricula" olarak geçiyor. Sadece 5 milimetre çapında ufacık bir denizanası o... Ama Turritopsis Nutricula'yı diğer canlılardan çok önemli bir farkı var: Sonsuza kadar yaşayabilmesi.
Turritopsis Nutricula'nın ölümsüz olduğu, aslında ABD'de yapılan basit bir deney sırasında ortaya çıkmış. Su dolu bir akvaryuma koyulan ilginç denizanası, bir süre orada unutulmuş. Bu süre içerisinde su kurumuş ve denizanası hareketsiz olarak kalmış. Bilim adamları öldü sanılan Turritopsis Nutricula'yı bir kez daha incelediklerinde, aslında ölmediğini, sadece yumurta haline dönüşerek kendini korumaya aldığını fark etmişler. Yani ilginç canlı, bir tehlike anında genlerinde değişiklik yaparak çocukluk evresine dönüş yapabiliyor ve bu sayede kendini tehlikelerden koruyor. Üstelik bu döngü sınırsız kez tekrarlanabiliyor; bu da Turritopsis Nutricula'ya ölümsüzlük kapısını açmış oluyor.
ölmesinin tek yolu var. fiziksel olarak yaşamını sona erdirecek bir hasar alması.
doğal selection terorileriyle, yaradanın kudretine meydan okuyan evrimci güruhun, yaradandan alacağı daha çok dersler var.
aslında insanın her bakış açısında kaçınılmaz kaderi.
eğer diyalektik bir bakış açısına sahipseniz bütün atomlarınız, molekülleriniz, enerjiniz bu evrende kalacaktır. genleriniz devam edecektir. düşünceleriniz, duygularınız da buradadır. eşleri mutlaka evrende vardır.
eğer metafizik açıdan bakıyoranız bu evrende bir özümüz, ruhumuz vardır ve değişmemektedir. sonunda başka bir realitede yaşamaya devam edecektir. cennet olabilir ya da reenkarnasyon olabilir.
frank j. tipler adında bir fizik profesörü tarafından şu anda bulunduğumuz fiziksel evrende yaşanacağını iddia ettiği durum.
tipler'in teorisine göre evrenin işlemci kapasitesi (hem insanlar olarak hem bilgisayarlar olarak) çok büyük bir ivme ile (hız değil ivme yani çok çok büyük bir hız ile) artmaktadır. bu hız ile artması durumunda milyonlarca yıllık bir süreçte insanın başlattığı bu işlemci kapasitesi uzak yıldızlara, galaksilere kadar ulaşacaktır. kuantum bilgisayarlarının ortaya çıkması ile işlemci kapasitesi neredeyse sonsuza ulaşacaktır.
big bang teorisine göre evren bir noktadan başlamış ve genişlemektedir. bunun devamında da yeterince genişledikten sonra tekrar bir noktaya dönecektir. işte bu tek noktaya geri dönüşümüze kadar bütün evrenin kuantum bilgisayarları ile dolacağı düşünülmektedir. o tek noktada bir kuantum bilgisayarı olacak ve iki nokta arasında uzaklık sıfır olacağı için zaman da olmayacak. çünkü zaman bilginin iletimine göre görecelidir. eğer bilgi anında iletilebiliyorsa zaman da yoktur, bir an içinde sonsuz bilgi iletimi ve değişimi yaşanabilir.
tipler'e göre bedensel olarak öleceğiz. bu süreç tamamlanana kadar milyarlarca yıl geçecek ama bu milyarlarca yıl bize sadece bir anlık gelecek, çünkü zamanı algılayacağımız göreceli bir zihnimiz olmayacak. son noktada kuantum bilgisayarı evrende oluşabilecek bütün olasılıkları hesaplayabilecek bir yapıya kavuşacak ve biz de kendimizi o bilgisayarın içinde bulacağız. matrix gibi bir sanal simülasyon içinde sonsuz bir yaşam süreceğiz.
evet belki de tanrı, cennet, cehennem hakikaten bu evrende yaşanacak.
ölümsüzlük; bütün insanların hayalidir bir çok filme konu olmuş bir hayaldir. ölümsüzlük sanıyorum ölümden sonra geçerli olabilecek bir olaydır. einstain'in dediği gibi hiç bir enerji asla yok olmaz ve olmayacaktır. bu sözden yola çıkacak olursak evet aslında hepimiz ölümsüzüz sadece bunu bilmiyor korkuyoruz yahut biliyoruz ve bu sebep ile yine korkuyoruz.