ölüm üzerine araştırmalar ilerledikçe mümkün hale gelebilecek şeysidir. insan hayal edebildiği her şeyi gerçekleştirebilir...
''Columbia Üniversitesi Nöroloji Bölümü'nden Dr. Stephan Mayer "Eskiden kalbin tüm vücuda kan pompalamayı durdurmasından sonra kişinin oksijen ve gerekli besin maddelerinin eksikliği nedeniyle birkaç dakika içinde kalıcı beyin hasarına uğrayacağına inanılıyordu. Oysa kalp durduğunda, ölüm süreci daha yeni başlamış oluyor. Oksijen ve besin maddeleri yokluğuna bağlı beyin hasarı da çeşitli evrelerde meydana geliyor. Kalbin durmasından sonraki saniyeler içinde beyin aktivitesi etkileniyor ancak besinsiz kalan hücrelerin kendi ölüm sürecini başlatmaları dakikalar alıyor" dedi.
Pennsylvania Üniversitesi'nden Dr. Lance Becker, "Bir kişinin hücrelerine oksijen gitmediğinde hücrelere artık ölme vaktinin geldiği işaretini veren sinyaller gönderiliyor. Bilim, bu sinyalleri 'bekleyin' şeklinde değiştirme olanağına sahip" ifadesini kullandı. ''
ben hayattayken bulunursa kullanmıyorum diyip geri çevireceğim hededir. bu dünya zaten ölümü arzulamayacak kadar kaba ruhlu hayvanların elinde bu hale geldi.
zamanında ölümsüzlüğü arayan çok oldu ama... ezeli ve ebedi olan allah'dır. hz. ilyas ve hz. isa gök aleminde, hz. hızırda yer aleminde halen yaşar. ancak bu onların ölümsüz olduğu anlamına gelmiyor.
kıyamete kadar bir ömürleri olacaktır sonra onlarda ilahi adalet tecelli edecek ve mahşere çıkacaklardır. mahşere çıkan her canlı beşeridir. onlar ne kadar peygamber bile olsalarda beşeri idi. hz. muhammed mustafa'nın yüzü suyu hürmedine yaratılan bu evrende bile kendisi sadece 62 sene yaşamıştır. yani burda bu mevzuyu bir çek etmek gerekiyor. hayalden çok çok ötedir...
gılgamış tarafından tam bulunmuşken yılanın tekinin gelip çaldığı özellik. yılan ona iyilik yapmış farkında değildir.
ebedi dumura uğratıcı galaksideki en aptal kaza sonucu ölümsüz olan yaratık. o kadar çok sıkılmıştır ki evrendeki tüm yaratıkları alfabetik sıraya koyarak gidip tek tek aşağılamaya karar vermiştir.
biraz kendinizi onun yerine koymak adına otuz bin kez izlemediğiniz filmin kalmadığını hayal edin.
insanlığın, sırrını bulunacağına kesinkes inandığım hayallerinden biridir. hayır, sadece hoş bir umuttur diye böyle düşünmüyorum, bir bilim meraklısı olarak takip ettiğim çalışmalar mümkün olduğunu düşündürüyor bana...
tabi "ölümsüzlüğün sırrı" derken ne anlaşılması gerektiği mühimdir. bir insanın yaşlılık veya hastalıklar sebebiyle ölmemesi (yani yaşlanmaması, hastalıkların üstesinden gelebilmesi) ayrı mevzudur, savaş, doğal afet veya feci bir kaza sonucu bile ölmemesi ayrı... ilkine sanıldığından daha yakınız ve ikincisinden de çok aşırı uzak değiliz. bunu kesin olarak biliyorum.
diğer taraftan ortada "bırak ölümsüzlüğü, insanların ömrü 300 - 400 sene sürecek kadar uzatılsa dünyanın hali ne olur?" sorusu da var elbette. insanlık uzayda koloniler kurmayı, uzak yıldızlara gitmeyi başaramadığı taktirde felaket olur elbette...
ölümsüzlük konusundaki araştırmaları dini gerekçelerle küçümsemeye çalışanlar aynen devam etsinler. ne düşündüklerinin zerre önemi yoktur.
insanlarımızın çoğu farkında değiller ama değerli bilimadamımız prof. dr. aziz sancar hocamızın çalışmasının da hakkında yapılan araştırmalardan biri olduğu, insanlığın en büyük hayalidir.
fakat ölümsüzlük öyle efsanelerde anlatıldığı gibi bir bitkiyi yemekle veya ortaya bir dahinin çıkıp, şıp diye sırrını çözmesiyle filan elde edilemez. her biri dünyanın en zeki insanlarının ömürlerini adayıp ancak zerre kadar miktarını bulabildiği küçük buluşların bir araya gelmesiyle elde edilebilir.
zeki ve yetenekli gençlerimize ilgili dallarda çalışmalarını önerdiğim bir hayaldir ölümsüzlük. bir insanın hayatını adaması için en anlamlı uğraşıdır bu yolda gösterilen çabalar.
şahsen, ortaya mühim şeyler koyacak yetenek ve zeka seviyesinde olduğumu hiç sanmama rağmen, ömrümü bilime adayıp, böyle işlerle uğraşmak yerine, şimdi boş olduğunu gördüğüm işlerle meşgul olmaktan ötürü çok pişmanım. keşke bilimle uğraşsaydım da sayın ki hiç bir şey bulamasaydım. yine de daha anlamlı olurdu yapmaya çalıştıklarım, şimdiye kadar yaptıklarıma göre...
Hücre yenilenmesi, soğuk uyku, deri değiştirme sayesinde binlerce yıl sonra mümkün olabilecek durum. Ancak şimdilik bilim kurgudan ibaret. Konu ile ilgili etnik ve insani açıdan nasıl etkileri olacağını merak edenler için çeşitli film ve kitaplar vardır. Zamana Karşı, Self/less filmleri vs.