tanrının varlığına inanıyorsunuzda ölümün varlığının korkusuzluğuna mı inan mıyorsunuz? dedirtendir.
vardır tabi amk. bu kadar intihar niye oluyor. şehitler.
mesela bir araçtasınız ya da bir mekanda el bombası atıldı.
orada 7-8 kişi var. bir kişi el bombasının üstüne atlarsa diğerleri ölmeyecek.
bir kişi gitti el bombasının üstüne atladı ve diğerleri kurtuldu.
bunun ölümden korkmamasını mı değerlendireceksin?
şehit olmasını mı?
yoksa doğrudan cehennemlik olmasını mı?
ohoooo ho sorular sorular.
korkak insanlar
sadece
tehdit
ederler.
korkmak
kullarım
eğer
inanmazsa diye
inanılana mahsustur.
ki o hiç var olmamıştır.
korkarsan yaşayamazsın
korkmazsanda yaşayamazsın.
korkusuz korkakcılık devrine hışgeldiniz.
ebele übele.
hüllleloğuyyyyyyyy.
Vardır ama ben dahil değilim şeklinde cevaplayacağım soru. Evet ölümden korkmuyorum. Korktuğum iki şey var. Birinizi ölememek. ikincisi öldükten sonrası. Ama o aradaki çizgiden hiç korkmuyorum.
kimle ilgili olduğuna bağlı.
kendi ölümümden çok sevdiğim insanların ölerek beni terketmesi sonucu yalnız kalmaktan korkuyorum. ha yine yalnız kalırım, bencilliğe gerek yok ama en sevdiklerim, ailem ölmesinler lan benden önce.
kendi ölümümden korkmuyorum şahsen ama sevdiğim insanların ölümünü düşünmekten korkarım. ölüm hayatın içindeki en uçsuz bucaksız evren. bu sözümü ancak bir sevdiğini/yakınını kaybetmiş olanlar kavrayabilir. kolay değildir öyle bir daha hiç duyamayacağın sıcaklığı yitirmek, kolay değildir birinin kokusunu bir daha asla duyamayacak olmak, hiç kolay değildir azizim bir daha birine dokunamayacak olmak.
ölümden niye korkalım ya büsbütün şuursuzluk hali ve her şeyi arkada bırakıp terk etme keyfiyeti ya da herkesin hakkını alacağı kimsenin haksızlığa uğramayacağı bambaşka bir dünya. eğer öyle ise bırakın bir daha bir daha öleyim..
bir örnek olarak çanakkale savaşı'nda şehit olan askerlerimizdir. atatürk'ün bu durumu tarif edişi;
"Size Bomba sırtı Vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler, ellerinde KUR'AN-I KERiM, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayran ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı'nı kazandıran bu yüksek ruhtur." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
olmaması gereken bir durumun çoğu insanda olduğu durumdur. yaptığı kötü işlerden af dilemeyip veya af edilmeyecek iş yapıp hesabını vermekten korkan insandır ölümden korkan. insan kendisinin hesap vereceğini bile bile yapacağı kötülüğü yapıp (bilse de bilmese de yapardı orası ayrı) sanki hiç ölmeyecekmiş bu durum devam edecekmiş gibi yaşayan insandır ölümü ciddiye almayan. Allah hepimize ölmeden önce ona layık olacak kullarından eylesin inşaallah.
ben ölümden hiç korkmam nasıl geldiysek aynı şekilde gidicez sonuçta er yada geç benim ölümden dediğim gibi korkum yok ama sevdiklerimi kaybetme korkusu var .
Elbette vardır. Bu kişiler nefsinin esiri olmayanlardır. Çünkü ölümden korkmak nefsin işidir. Ruh zaten hapis hayatı yaşadığı bedenden bir an önce kurtulup özgürlüğüne kavuşmak derdindedir.