anne karnında yaşamdan sonra da yeni bir hayata başladığımızı varsayarak ki varsayımdan öte bir gerçek bu, bu durumda şimdiki hayattan sonra başka bir yaşam olduğunu da iddia edebiliriz. yani doğmadan önce de belki sonrasının olmayacağını düşünüyorduk ama oldu işte. sonrasını yaşıyoruz.
merhametli bir yaratıcı tarafından fikrimiz alınmadan yollanmışız buraya. belli yükümlülüklerimiz varmış. yanmamak için başka şansımız yokmuş. her yaşamın ölüme çıktığını bildiğimiz halde boş yere çabalayıp duruyoruz, beceremesek de. ben de anlamadım, neden yaşıyoruz?
Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalalet için bir idam-ı ebedî kapısı... Yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için, cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür. Madem ecel gizlidir; her vakit ölüm, başını kesmek için gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur. Elbette daima gözü önünde öyle büyük dehşetli bir mes'ele karşısında bîçare insan; o idam-ı ebedî, o dipsiz, nihayetsiz haps-i münferidden kurtulmak çaresini aramak ve kabir kapısını bir âlem-i bâkiye, bir saadet-i ebediyeye ve âlem-i nura açılan bir kapıya kendi hakkında çevirmek hâdisesi; o insanın dünya kadar büyük bir mes'elesidir.