korkuyla birlikte beyinde amigdala tarafından kaydı tutulan her türlü fevri çıkış.aşık kişilerde beynin bu bölgesi baskı altına alınır ve kontrol edilmesi zor bir hal alır.
şiddetli bir haksızlığa uğramışlık ve aldatılmışlık duygusundan kaynaklanan ve bundan sorumlu tutulan kimseye kusulandır. kalbe girmemelidir, kalbe giren öfke def edilmelidir. yoksa insanı yer bitirir.
farkında değiliz ama esnaf, komşu, öğretmen, taksi şoförü, hepimiz o kadar öfke doluyuz ki. aslında hiçbirimiz günlük işlerimizi yapmıyoruz, barutumuzu arıyoruz patlamak için. o kadar boğazımıza kadar geldi ki yemek yiyip su içemiyoruz. belki iki saat önce ankara cebeci'de, iki tane çocuğu linç etmek üzereydi 15 kadar iri kıyım. yazık günah dedim önce dayak yiyen çocuğa, yerlerde sürükleniyor, kafasına yemediği tekme tokat kalmadı. yarı bilinçli yarı bilinçsiz kaldırdı kafasını, iki kişilermiş meğerse. sallana sallana kaçtılar kalabalıktan. bizim yürüdüğümüz güzergahta devam ediyolar. biz "yapmışlardır bi' şey" desek de "yazık" falan diyoruz kendi kendimize. öfkeden sağa sola vurmaya başladı çocuk, reklam panolarına, trafik lambalarına. hızını alamadı en son kızın birine geçirdi yumruğu bi' yüz metre kadar ilerimizde. lan noluyo demeye kalmadan anladık kim bilir ne içtiler, çektiler de o kafadalar, yedikleri dayağın on katını da hakettiklerini anladık o anda. "ulan bi' posta da biz mi girsek" diye düşünürken 10 metre yürümeden bu dangozlar, önceki olaydan bunları takip eden bi' taksi şoförü haydar ile kesti önlerini. ardından da bi' bisikletli. adam da bize doğru kaçmaya başladı. koş yakala derken bize gelmeden yerle bir ettiler adamı, kafasına tekmeler. resmen linç. ne böyle dayak yedim hayatımda ne de böyle bi' kavgada bulundum daha önce. dehşet, iki dakika daha dursa o adam orda, yaşamaz. ağız burun kan. üzüldüm adama bi' ince. çünkü aşşağıdakilerin hepsinin dayağını yedi o adam;
taksi şoförü, esnaf, komşu, karı - koca - sevgili, dayı, BABA.. pkk'nın, pazartesi'nin, rte'nin, rusya'nın, pyd'nin, suriye'nin, ankara'daki patlamanın, aldatılmanın, özgecan aslan'ın, borcun, faturanın, mutsuzluğun ve nicesi. hepsinin dayağını yedi hıyar ağası. acıdım, insani yanım ağır bastı sanki en son o kadar dayak yediğini görünce. biri de çıkıp sikmedi ki o yanımı benim..
kim bilir onlar da eve gidip karısını kızını dövecek, şu yedikleri dayağın hatrına.
öfke duygular içinde kullandığım en iyi silah. belki keder ya da sevinç gibi sibopça şeyler öngörülür ya da engellenebilir ama öfke öyle mi? intikamın sonunda vaad edilen öyle huzur verici bir duygu vardır ki tuzağa hep düşerler. hakkımda gerçekleri öğrenmek istediğim kişileri hep kışkırtırım ve gerçekleri kusuverirler
yaşanmışlıklarla sanırım öfke duygusu da gitgide azalıyor,
bende öyle oldu en azından.
insanlara öfkelenmiyorum, insanlara öfkelenecek kadar güvenmiyorum.
keşke çok öfkelensem de birşeyler hissedibiliyorum demek ki hala demeyi istediğim çok an oluyor ama işte zamanla bu hale geliniyor ne yazık ki.