geçmiyor, bitmiyor, her gün, her an içini kemiriyor, zamanla unuturum diyorsun ancak varlığına vahim bir şekilde alışıyorsun, içine alıp büyütüyorsun onu, nereye kadar??
öfkelenirsin öyle ki gözün hiç bir şey görmez öyle ki ağzına ne gelirse söyler ve ardından gelen bir rahatlama ve onun ardından mantıklı düşünme evresi.
michael tobias'in kitabının adı. "acıyı hissetmek için kurban olmak gerekmez" tümcesi ile yola çıkan kitap. hayvan haklarına başka gözle bakmaya yönlendiriyor. ahlaksal çatışmalar yaşayacağınız kitapta içinizdeki insanı keşfediyorsunuz.
çok güçlü bir duygu öfke, herşeyi söyletebiliyor. biraz dursan düşünsen, sakinleşsen hiç söylemeyeceksin belki. belki de öfken karşındakine değil, kendine aslında, bu yüzden hırçınlığın.
'' ÖFKE BiR ADRENALiN BAĞIMLILIĞIDIR!
Öfkelenme anında vücudumuzda adrenalin hormonu salgılanır. Bu da kendimizi güçlü hissetmemize neden olur. Güç bizim en çok sevdiğimiz duygulardan biridir. Ancak öfke aracılığıyla kazanılan bu güç hissi, sağlık açısından oldukça pahalıdır ve ayrıca akıldan yoksundur! Eğer güç akılla birleştirilmezse oldukça yıkıcı olabilir ki, öfke anındaki tehlike de budur. Çünkü öfke anında beynimiz için ayrılan enerji miktarı azaltılarak, kollar ve ayaklara yüklenir (bu ilkel bir savunma mekanizması olmasına karşın, 21. yy. insanında da taş devrindeki insanda olduğu kadar faaldir!) Bunun sonucu da zeka seviyemizde ciddi bir düşüş olur. Bir başka deyişle akıl ve öfke bir arada bulunamaz!...''