ödev ahlakı

entry3 galeri0
    1.
  1. Kant'ın ahlak görüşü. ahlaki eylemde bulunmayı ahlak yasasına uyma olarak kabul eden öğreti.
    0 ...
  2. 2.
  3. aslında tam olarak örneksiz açıklamanın mümkün olmadığı bakış açısıdır. kant'ın ahlak görüşünün bir parçasını oluşturur. ahlaksal olarak iyiye işaret eden bir eylemde bulunurken onu yalnızca niteliğinden dolayı değil gerçekten öyle olduğuna inandığımız ve öyle olmasını istediğimiz için yapmayı öngörür. bundan yola çıkarak da 'niyet' meselesini ortaya atar ve eylemleri niyetleri ile değerlendirir. gayet masumiyet ve hümanizm koksa da ne realisttir ne de özünde çıkardan uzak bir taban barındırır.

    okumak isteyenler verdiğim örnek ile devam edebilir. sadaka verirken, bunu 'farz' olduğu için değil de, gerçekten istediğiniz için veya böyle olması gerektiğine inandığınız için yapmanız gerektiğini söyler. birine yardım ettiğinizde bunu 'günahların affolması' ya da 'saygınlık kazanmak' için değil doğruluğunu bildiğiniz için yapmanız gerektiğini ifade eder. daha uç bir örnek vereyim; ders çalışırken ya da bir anektot okurken bunu 'hocanın gözüne girmek' , 'başkalarına bilginizi tescil etmek' veya 'sınavı kazanmak' için değil yalnızca öyle olması gerektiğini bildiğiniz için ve bunun doğruluğuna inandığınız için yapmak zorundasınızdır. Aynı mantıkla sizin dikkatsizlikle yaptığınız kazalar eğer iyi bir niyet taşıyorsa sonucu ile yargılanamaz. 2. kattan komşuya saksıyla çiçek vermek isterken eğer elinizden düşer ve komşunuz beyin kanaması geçirirse üzülmeyin! iyi niyetli bir şekilde öldürdünüz o kadını!

    Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı gibi; Kant'ın bu tarz bir ahlaksal yaklaşımı pasifizme ve sorumluluk bilincini * yok saymayı ya da önemsiz göstermeye gayet meyilli bir akımdır.
    0 ...
  4. 3.
  5. o, ahlakta temel olanın, eylemin sonucundan çok, ahlak yasasına saygı, ödev duygusu ve insandaki akıllı öze hitap eden ödevleri gerçekleştirme olduğunu söyler. Buna göre, ahlaki bir eylemin gerisinde bir ilkenin bulunması, onun bir ödeve dayanıyor olması, eylemin kendisinden ve sonuçlarından çok daha önemlidir.

    örneğin, deniz kenarındayım ve bir çocuğun boğulmak üzere olduğunu fark ediyorum. Burada, benim ödevim, kant'a göre, suya atlayıp çocuğu kurtarmaya çalışmaktır. suya kendim için söz konusu olan boğulma tehlikesini düşünmeden atlıyorum, çocuğu kurtarmak için elimden gelen tüm gayreti gösteriyorum. buna rağmen, çocuk, daha önce çok su yuttuğu için kurtulamıyor ve boğuluyor. Bu durum benim eylemimin ahlaki değerine hiçbir şekilde gölge düşürmez. eylemim, ahlaki ödev duygusuna dayandığı için, ahlaki bir eylemdir.

    kant insanın, duyguları, tutkuları üzerinde de tam bir denetim sağlayamayacağını düşünür. bundan dolayı, duygusal tepkilerde, ahlak için bir temel oluşturamaz.. Tüm insanlar için ahlaklı olabilmekten söz edilecekse, ahlak iradeye, daha özel olarak da, insandaki ödev duygusuna dayanmalıdır.

    tüm temellerini öğrenmeden yeterince örnek pratiği yapmadan anlaşılamayacak ahlaktır. çünkü aklınızı doldurduğunuz tecrübeler ve yaşanmışlıklar saçma bir şekilde bu düşünce duvarının arasında kalıp anlamanızı zorlaştırıyor.

    (bkz: immanuel kant)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük