patolojik rahatsızlıklara yol açarmış sevmenin bin fazlası olan, “çok sevmek”.
yeşil yapraklı sıradan bir ağacın suya, taze toprağa, gübreye ve yeterli güneş ışığına kavuşması bir ölçüde anlatır sevgiyi.
çok seviyorum’un dile getirirken hissettirdiği tarifsiz duygu ya da his dünyanın en güzel şeyi olabilir.
severken değişiriz, çok sevin. insanları, hayvanları, yaşamayı. zararı dokunmaz.
Gereksizdir. Zira çok sevdiğin takdirde kendine zarar verirsin. Bütün kozlar karşıya geçer. Üzmeyim duygusuyla hareket edip üzülen taraf hep sen olursun. Her şeyin normali güzelmiş. Kendini kontrol etmek önem teşkil ediyor. Ölçünü bilmelisin hayatta.
pişman olmayan yoktur bence hep sonucu hüsran olur çünkü. he ayrıca eğer olursaki sonra ki ilişkinizde yoğurdu üfleyerek yedirtir size. güzel şeydir çok sevmek bir o kadarda zordur tabi.
güzel şeydir. karşılık beklemeyin, sevin o sevmezse onun bileceği iştir. bu hayatta pişman olmak istemiyorsanız yapacağınız şeylerden biri de duygularınızı yaşamaktır. varsın sevmesin sizi ne olacak ne eksilecek sizden. hem siz sevmişseniz -bu devirde- reddedilen mi kaybeder reddeden mi. herşey yozlaşırken, herşey anlamsızlaşırken ne olmuş karşılık bulamadıysanız. o yüzden çok falan değil düzgünce sevin.
ikidir direkten dondum. potansiyeli olan iki iliskim de cok erken ve benden bagimsiz sekilde bitti. duygusal bi ergen iken analitik bi yetiskine evrildim ama sonuncusu sanki 17 yasindaymisimcasina koydu. cok sevebilirdim sanki ya o isik vardi.
Aşk tamda böyle bir şey hatalarını bile görmezden gelirsin. Seversin çok bağlanırsın. Akşam yattığında sabah kalktığında ilk o gelir aklına hiçbir şeyi düşünemezsin.
hem masum hem de çok acımasız bir duygu çok sevmek. çok sevince çok mutlu olacağımızın garantisini ancak kendi benliğimiz, kendi saf hislerimiz veriyor. ama kaz'ın ayağı hiçte öyle olmuyor. çok mutlu olunca mı çok seviyoruz yoksa büyüdükçe. bilemiyoruz işte. sonucunda acımasız bir sonuçta isyan ediyoruz. sevmeyin kardeşlerim, güvenmeyin diye. canı yanan insanlar haykırıyor. kendini başka şeylere veriyor. çok sevmek denen duyguyu abartıya kaçmadan yaşamak istiyor insan. çok ve abartıya kaçmadan kelimeleri ne kadar alakasız birbirinden diyeceksiniz. hayır değil. çok sevmek yani. safiyane, sade bir biçimde çok. neyse çok geveledim. sevdiğinizden karşılık görmeniz dileğiyle. yine de siz sevmekten vazgeçmeyin. çokluk derecesini de şerbetine göre verin.
Bunun adı mucize bence. Bambaşka bir ailede, kültürde, başka değerlerle yetişmiş biri geliyor; Ortak bir dünya kurup ömür geçirecek kadar çok seviyorsun. Bence tam anlamıyla mucize bu. Şu koca dünyada nasıl birbirimizi bulduk diye şaşırırken şükrediyorsun. Aşık olmaktan, gözünün hiçbir şeyi görmemesinden bahsetmiyorum. Ayakları yere basan, içinde bolca dostluk barındıran, tutku dolu bir sevgi. Umarım herkes bunu yaşar, dünya için umut verici bir şey.