delirmeye başlamıştır yavaştan. şayet mutsuzluk sebebi çok büyük birşey ise ve hala gülüyorsa zaten gülüşünden de anlaşılacağı gibi normal değildir o vatandaş.
yaşanan kötümser olaylar karşısında bağışıklık sistemi kazanmış insandır. mutsuz olsa bile kendinde bulduğu gücün verdiği cesaretle hayata kocaman bir kahkaha daha atar.
bütün olumsuzluklara rağmen, ufacık bir gülümseme için dahi kendince bir sebep bulabilen insandır. ucu bucağı belli olmayan, sonu görünmeyen karanlığın içinde bile zerre kadar aydınlığı görebilecek yetiye sahiptir.
kendi mutsuzluguyla baskalarını mutsuz etmek istemeyen insandır. mutsuzlugunu kendi icinde yasayan ve yasamak isteyen insandır. o kendi mutsuzlugunda mutludur belki de kim bilir?
çift karakterlidir. içindeki biri mutsuzluğu dibine kadar yaşarken, diğeri onu görmezden gelerek çevresindeki insanların huzurunu kaçırmamak adına mutluymuş gibi yaşar gider.
insanların ağlarken ve gülerken yüzlerindeki aynı kaslar harekete geçmektedir. Bu yüzden gülüyor mu ağlıyor mu farkına varamadığımız kişidir.
(bkz: Sinir Krizi)
olması gerekeni yapıyordur, ne yaşıyorsa içinde yaşıyordur, etrafına belli etmiyordur. kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyordur. evet bu sonuncusu yerinde tespit oldu. *
mutsuzluğunu reklam etmek ve ya kimseyle paylaşmak istemeyen bünyenin tepkisidir. ben mutsuz olunca gülerim bana "ah canım" diyenlerin bir dakika sonra kendi derdine düşeceğinden emin oldum. insan yalnız bir varlıktır ne kadar öyle görünmese de...