o dipçikle komaya sokulan varlık, çocuk olarak nitelendirilebilecek birisi olmadığı için polisi öven zihniyettir.
atatürk'ün sana özel tahsis ettiği bayramda sen bunları yaparsan, oh olsun o zaman sana.
polise taş atanın suçu yok, attıranın suçu yok, kimsenin suçu yok, halkın refahını korumaya çalışan polisin mi suçu var? her zaman polisleri günah keçisi ilan etmeden evvel bir oturun düşünün. bu adamlar neden yapıyor bu işi?
polise dil uzatması kolay. bir kere de demiyorsunuz ki, "bu çocuk neden polis yerine anne-babasına karşı gelmedi?"...
"o çocukların orada işi ne?" sorusunu es geçen, es geçmek işine gelen ve düşünmeye yarayan organları boşaltım sistemine bağlanmış kişilerin karşısında olan zihniyettir.
lan elin güdülmüş piçi, hesapta bugünün "çocuğu", yarının ise "teröristi" orta yerde devletin kolluk kuvvetine taş atıyor, karşılık görünce de polis cani, şerefsiz, psikopat oluyor.
polis ne yapsın bu insanlara??
siz kendinizi polis yerine koyun ve düşünün iki dakika, allah rızası için.
"ben bun insanları korumakla ve asayişi tesis etmekle görevliyim, ama bunlar hem asayişi bozuyor, hem de bana saldırıyor?"
düşünün o polisin ruh halini. korumak için canını tehlikeye attığı insanlar tarafından saldırıya uğrayan polisin ruh halini düşünün...
küçücük bir çocuğu terörist yakıştırmasına layık gören ve o küçücük zihniyete sahip çıkmayı değil de ondan korkmayı bilen ülkemin kafası bulanmış zihniyetidir.
bu küçücük çocuklar anne-babalarının telkinleriyle büyümüşler belki. belki ellerinde iki tane şeker tutuşturulmuş öyle gelmişlerdir. belki bir oyundur onlar için. devletin ceza hukuku sistemi 0-12 yaşın işlediği suçları saymazken 12-15 arasına ufak cezalar verirken (ki bu da araştırılır) kalkıpta devletin kolluk kuvvetleri nasıl bu çocukları böyle cezalandırır? onlar daha çocuk. ne yaptıklarının farkında bile değiller. hadi diyelim ki farkındalar. ya peki onlardan korkmak yerine, onları potansiyel suçlu görmek yerine, onlara sahip çıksalar? bakın daha bir kaç yıl önce polise taş atan çocuklara kolluk kuvvetleri muz dağıtarak onları dağıtmıştı. bakın o çocuklar bir muza kandırılabilicek durumdalar. eğer devlet onları kollar ise bu durum yaşanmayacaktır. itilmiş, hor görülmüş, dövülmüş, hapse atılmış çocuklar elbette devlete karşı gelecektir büyüdüklerinde.
biraz olsun düşünün ey zihniyeti içi kof milliyetçilikle doldurulmuş, insan olmaktan çıkartılmış arkadaşlarım! biraz düşünün, düşün ki insan olmak ne demektir onu kavrayın.
saçmalayan okumamış dayak yemek ne demek bilmeyen insandır.Polis onu alıp karakola gotürseydi ona büyük ceza olacaktı ama yapmadı dövdü ne oldu çocuk ona nefret kazandı devlet memuru olduğu için devlete de kin duymuştur ve en önemlisi yaptığını doğru saymıştır.
yazıktır.
bu çocukların ne yaptığı, neye zorla veya bilmeden, anlamadan sürüldüğünden çok -ki bu başka bir başlıkta nedenleri iyice açılarak tartışılabilir- polisin çocuklara karşı tutumudur. ve bu taraflı tutumun nelere yol açacağını da kestirmek zor. dahası bu taraflı tutum doğuyla da ilgili değil birisinin bu terorist diye iftira atması yetebiliyor. etilerdeki bir çocuk bilmem kimin oğlu iken zavallı yoksul, garibanlara potansiyel terorist muamelesi yapılması ne derece doğrudur. ayrıca bir genarilin de o çocuğu ziyaret etmesi ne kadar manidardır onu da gören gözlere bırakmak gerek..."salladıralım bakalım birkaç tanesini ne oluyor" mantığını 12 eylülde bıraktık sanıyoruz ama şiddet, yok etmek duygusu artık içimize sinmiş. içimiz acımış maalesef
Terörist veya faşist olduğu için birinin başına gelen olumsuz bir olaya "hak etmiş, iyi olmuş" şeklinde tepki verilebilir. Bahsedilen kişi çocuk ise, bir durmak gerekir. Bu çocuğu belirli sıfatlar kullanarak nitelemeniz, ona karşı yapılmış bir şiddet eylemini, üstelik kontrol altındayken yapılmışsa, asla haklı çıkarmaz. Bahsedilen çocuksa, "23 Nisan'da orada ne işi vardı" demek gerçekten saçma! Bir çocuğa,yani karar verme yetisi bir yetişkin kadar gelişmemiş olan birine, "23 Nisan'da orada işi neydi, başına gelenleri hak etmiş" deniliyor! Üstüne bir de bu olayı eleştirenleri çocuğun orada olmasını es geçme ile suçlayan zihniyete ne demeli?
Bir örgüt düşünün ve bu örgüt saf kötülük üzerine kurulmuş olsun. Bu örgüt çocukları kullanıyor olsun. Bu durumda, bu çocuklara şiddet uygulanması doğru mudur? Karar verme yetileri henüz gelişmemiş birilerini suçlamak için ya karar verme yetisi gelişmemiş olmak gerekir, ya da faşist olmak gerekir.
Kendi çocukluk halinizi düşünün, fakat bu çocukluk haliniz o taş atan çocuklarla aynı koşullarda büyümüş olsun ve halen aynı koşulların içinde bulunsun. Bu durum da, hangi babayiğit çıkıp da polise taş atmayacağının garantisini verebilir? Karar verme yetileri yeterince gelişmemiş olan bir varlıktan, içinde bulunduğu koşulları aşmasını beklemek nasıl bir davranıştır? Bu beklenti içinde olanlar ya gerçekten en basit analizleri yapacak yeterlilikten yoksundur, ya da bildiğimiz faşisttir. Kimseyi faşistlikle suçlamak istemiyorum ama başka bir olasılık var mı? Artık birilerinin ne kadar ırkçı fikirlerin etkisinde bulunduğunun farkına varması gerekir. Kimse çıkıp da, 12-14 yaşında çocukların kendi kararlarını alabilecek olgunlukta olduğunu savunup da, iyice batmasın! Öyle yapacağına gerçek durumuyla yüzleşsin!
Not:Bu arada o çocuğun ailesini askerlerin ziyaret etmesi, belki o çocuğu potansiyel bir şiddet saçan PKK'lı olmasının önüne geçecektir.
çocuk değil bi kere, adı seyfi. hani şu tüm aile planlaması önlemlerine rağmen her ailede 9-10 tane olanlardan. hani belli yaşa geldiklerinde büyükşehirlere kapkaç yapmak için gidenlerden. hani ahmet kaya'nın uğruna şarkı yaptığı avladıkça, dağlarımız yeşerecek dedi avcılardan, nazlıcan, bedirhanlardan.
iki gündür yattığı hastanenin önünde dtpliler gösteri yürüyüşü yapıyor. ilgili polis memuru ise açığa alındı.
bazı arkadaşlar hukuk devleti, adil yargılanma hakkı deyip ortalığı birbirine katıyor. ben de köşeme çekilmiş bunların saflıklarına bir yandan ağlıyor bir yandan gülüyorum. zira seyfi hapse girse de girmese de, yargılansa da yargılanmasa da bir gün bir g3 mermisiyle ölecek. onun için en iyi son bu.
söylediklerinin arkasında durabilecek sağlamlıkta bir göte sahipse mesela okulda ödevini yapmadığı için kardeşinin kafasında metre kıran öğretmeni de övsündür.
edit: noldu rahatsız oldunuz değil mi? polise taş atmak sivil itaatsizlik, ödev yapmamak afacanlık, haylazlık değil mi? gülüyorum size canlarım eksileyin...
en azından "düz adam zihniyeti" değildir. o görüntülere bakıp da "ayyy, vicdansız polisss!" demek çok kolay.
o polisin halet-i ruhiyesini tasvir edelim biraz. hakkari gibi kaotik bi bölgede görev yapıyor. her allah'ın günü üzerine taş yağıyor ve çocuklara karşı yapabileceği bişi de yok. en küçük bi falsosunda "nirede insan hakları!" diye ayağa kalkılacağını biliyor, devletini zor durumda bırakmaktan ve dahası ekmeğinden olmaktan çekiniyor. bunun yanında görevinin başındaki her anında ölüm korkusu yaşıyor. kim bilir, belki de mesai arkadaşlarından biri bi kaza kurşununa kurban gitmiştir. ve hatta ailesinin hayatı için de kaygılanıyor olabilir. (bkz: hakkari polis lojmanlarina roket atarli saldiri)
şimdi böyle bi ortamda böylesine zor ve riskli bi görevi ifa eden her polisin normal bi psikolojide olması nasıl beklenebilir? bu adamları robot mu zannediyosunuz? şu ana kadar böyle bir olayın yaşanmaması bile başarıdır bence.
öte yandan kürt halkının demokrat william wallace'ı, aşiret lideri ahmet türk'ün röportajına bi bakalım:
muhabir: - sizce bu çocuklara bunları yaptıranlar da en az polis kadar suçlu değil mi?
ahmet: - arkadaşlar olayları çarpıtmayalım.
ne güzel bi cevap di mi? bu kadar basit yani. yahu eminim o dövülen çocuk için ne ahmedo türko, ne de çocuğun ailesi burdaki insan hakları savunucuları kadar üzülmüyodur. o çocuk onlara propaganda malzemesi olmaktan başka hiçbir anlam ifade etmiyodur.
hastaneye o çocuğun ziyaretine giden komutanı ve bu olayı bu kadar abartıp bas bas bağırarak tv'lerde döndüren ve devletini zor durumda bırakan medyayı da ayrıca kınıyorum.
o çocuk neden diğer çocuklar gibi 23 nisan bayramını kutlamakla değil de, polise taş atmakla meşguldü.
zihniyeti, çocuk zihniyetliğinden çıkmış zaten.
ayrıca, polisin de aşırıya gitmemesi lazımdı ama, demekki o da kendisini kaybetmiş.
her iki taraf da hatalı. çocuk çocukluğunu, büyük büyüklüğünü bilmeliydi.
sonuç; polis açığa alındı, dtp' liler dünden razı olayı malzeme yaptı, kullanır da kullanırlar.
"kahraman polisi" över o zihniyet. kendisi sıcacık evinde oturur. sıcacık okuluna gider. akşam evinde tvsini izler. yemeği sıcacık gelir önüne. taş atan çocuk yada dipçik yiyen çocuk sonuçta çocuk. acaba okulu varmı ? doğru düzgün ısınabileceği bi evi varmı? okula gidiyo mu bu çocuk ? düşündünüz mü hiç he ? bi düşünün sonra yargılayın!
Kahraman olmayan çocuğun bokunu örtmeye çalışmayan zihniyettir. Ne kolay değil mi? Bir misafir çocuğu size bir iki ters laf söylediğinde deli oluyorsunuz,hatta içten içe deli oluyorsunuz. Ama size onlarcası,"aralarında büyükler de var" taş atmıyor.Siz görevdeyken eviniz saldırı tehdidi altında olmuyor.O misafir çocuğu sizi kurşunlayacak adamların güdümünde değil. Ha çocuk mu bu kişi değil.15 yaşında bir adam!Kimse çocuk falan değildir 15 yaşında.O yaşa kadar ailesi ve çevresi tarafından işlenmiştir. Bana 15 yaşımda deseler ki taş at polise,lastik yak hayır demesini bilirim,zamanında bildim de. Sizse hala bıyıkları çıkmaya başlamış,bilinçli şekilde yaralamak için taş atan vatan haini itleri öve durun.Helal olsun polis kardeşimize.Her zaman arkasındayız ve minnettarız.Vatanını seven Türkler olarak.
o çoçuğu oraya gönderenlerin kafasına dipçikle vurmak daha doğru olurdu. neticede oradaki
bir çoçuk eminim ki kendisi de orada ne arıyor neye hizmet ediyor kendisi bile farkında değildir. o çoçukların beynini yıkayıp polise taş atmayı öğreten aile mensuplarını hapise atmak ve kafalarını dipçikle ezmek artık farz olmuştur.
Tecavüz eden birinin çocukluğuna etki edilebilseydi, o kişinin tecavüz etmesi engellenirdi. Suç suçluyla mücadele etmekten çok, suçu oluşturan nesnel koşulları düzelterek engellenir. "Ben de fakirdim, hırsızlık mı yaptım?" veya "ben de o yaşta oldum, bana polise taş at deseler, atmam" demek olaya ne kadar sığ yaklaşıldığının göstergesidir. Sanki "zengin olmamak" içinde bulunduğu koşulları anlatmak için yeterliymiş gibi, sanki 14 yaşında olmak 14 yaşında olan başka birisiyle aynı koşullarda olduğunu göstermek için yeterliymiş gibi. 14-15 yaşında birisini adam olarak görmek, yetişkin birisinin alabileceği kararları alabileceğini iddia etmektir ki, bu doğru bir iddia değildir.
Eğer, gerekli önlemler alınırsa taş atan çocukların dağa çıkması ve şiddete karışması engellenebilir. Yetişkin biri olan polisin ruh hali yaptığı olayın nedeni olarak sunulabiliyorsa, bir çocuğun ruh hali ve içinde bulunduğu koşullar fazlasıyla neden olur.
Ayrıca misafir bir çocuğun söylediğine kızıp da, daha sonradan çocuk olduğunu düşünemeyen, o çocuğa kin beslemeye devam eden kişi normal bir ruh hali içinde değildir. Buradaki polis de aynı tavrın içine girmiştir. Bu durumda elbette bu tür polislerin, ruh hali düzeltilmeden polislik görevlerine devam etmesi engellenmelidir.
Bir de buradaki çocuğa yapılan davranışı kınayanları, çocukları kahraman gibi göstermekle ve PKK'yı savunmakla suçlayan kişilerin ruh halleri incelenmeli. Bu ne biçim ırkçı ruh hali ki, "bir çocuğa kim olursa olsun şiddet uygulanmamalı" gibi savunulması son derece basit ve doğru olan bir ilkeyi belirtenleri PKK sempatizanı gibi algılıyor. Biraz nefes alıp, objektif ve sağlıklı düşünmek bu kadar mı zor! Demek, gözünü kırpmadan masum insanları öldürebilen insanlarla aynı koşullarda bulunsaymışsınız, onlardan beter olurmuşsunuz.
bakınız, polis eğer bir sosyal olayda yaralanırsa zaten yüklü bir parayı indiregandi etmektedir. şimdi isim vermek istemiyorum ama bu tarz olaylarda özellikle yakın dövüş sırasında kaskını kasıtlı çıkarıp kafasını yardıran yüce polislerimiz de vardır. demek ki neymiş? sorun benim kafama nasıl taş atarsın değilmiş onu bir geçiniz efendim.
polis eyleminde üniversite önünden geçerken kalemlerini havaya kaldıran gençlere silah sallayan da aynı polislerimizdir. kahrolsun insan hakları diye slogan atan da aynı polislerimizdir. * ya neymiş öyle insani bir refleks değil gayet politik bir duruşmuş bu eylem. peki, bu politik duruşu savunanlar neymiş? aynı bu kafada olanlarmış. mesela sivas'ta, mesela trabzon'da, mesela bursa'da yaşanan linç eylemleri de bu zihniyetin ürünüymüş. birbirlerinin götünü yalamayı iyi bilirmiş bu zihniyettekiler ve çürümüş bedenlerine kılıf ararken ufak ufak bebeleri bile suçlu ilan edecek kadar yavşamışlar. çocuk komaya girmiş sen gel benim popoma konuş çünkü söylediklerin osuruktan ibaret.
günün birinde dipçiğin çocuğun eline geçmesiyle başına gelecekleri kendi hazırlamış zihniyettir.
çocuk cocukluğunu bilmeli diyorlar.. evet keşke bilebilse, keşke ona bileceği bir ortam verilebilse. Vermeden almaya çalışmak insana mahsus. ham ve katır kutur bir zihniyete.
bugün yaptıklarımız gelecekte başımıza geleceklerin teminatı değil midir.