Bunların vücudunda en ufak çizik yoktur en büyük sakatlıkları ayaklarının serçe parmağının sehpaya çarpmasıdır. Dizi parçalanmamış çocuk, çocukluğunu yaşamamıştır efenim. Kol kırıklığı ayrı bir karizmadır oraya girmeyeceğim.
benim. sokaktaki yapışkan veletler abuk subuk oyunlara meraklı kızlardan hep nefret ettım. altı yasıma kadar tek arkadasım vardı o da erkektı. sonrasında tasınınca ergenlıge kadar sokakta oynamadım. kıtap okudum, kendı kendıme oyun oynadım, verdım hayal gucune verdım resıme kendımı. onlar hepsı bılmem ne bok dınlerken senfonik metal falan dınlemeye basladım, kendıme kaygılar falan yaratıp onlarla ugrastım. o kafıle hala gozumde gerızekalı. neyse ıste boyle de obsesıf bombok bırı oldum buyuyunce. bırakın oynasın piçler.
tipik günümüz çoçuklarıdır. mahallede top oynarken bi evin camını kırıp hiç topu kesilmemiştir, cipslerden çıkan pokemon tasolarından hiç koleksiyon yapmamıştır ve sokakta arkadaşlarıyla bilye oynayıp tüm bilyelerini kaybedince evine salya sümük ağlayarak gelmemiştir. tüm bu güzellikleri yaşamayan çoçuğa çoçuk demem ben.
zamane çocuklarıdır yalnız acımak lazımdır onlara, dizlerinde en ufak bir çizik bile yoktur belki ama gerçek arkadaşlığı, küsmeyi barışmayı, ağız dolusu eğlenmeyi öğrenemeyecektir.