çocukluğum

entry31 galeri3 video1
    31.
  1. eski zamanları hatırlatan kelime.
    0 ...
  2. 30.
  3. Biliyor musunuz, çok yalnızım; dünyada hiç kimsem yok! insan susar, susar, ama bir gün gelir

    ruhunda biriken şeyleri ansızın boşaltmaya başlar...
    1 ...
  4. 29.
  5. 28.
  6. 25.
  7. 24.
  8. Çok özledim
    Tertemiz dertsiz tasasız mutlu günler .
    1 ...
  9. 23.
  10. 22.
  11. gorki'nin küçük, güzel ve acımasız romanı.
    0 ...
  12. 21.
  13. 20.
  14. 50 kuruş verselerde bakkala gitsem.
    2 ...
  15. 19.
  16. Maksim gorki' nin insan ötesi bir betimlemeyle okuyucuya her detayı aksettirdiği ve izlerini bıraktığı oto-biyografi eseridir. Orijinal dilinden okumak ve anlamak vardı ama işte...
    2 ...
  17. 18.
  18. çok uzak olduğum bir dönem olmamasından kaynaklı belki dinleyince duygulanıp ağlamama sebep olan tanju okan şarkısı.

    0 ...
  19. 17.
  20. çocukluğum da çok piçtim duruldum şimdilerde. mesela 4 yaşımdayken bi pazar sabahı evdeki makarna çay şeker tuz baharat pirinç türevi aklınıza gelecek her türlü erzağı anamın babamın yatağına taşıyıp yemek yapmışlığım vardır yatağın içinde. tabi ebeveynciklerim uyandıklarında sinir kırizleri geçirmişlerdir o başka.
    sonra casper'a çok özenirdim ben. bi gün balkona çıkıp casper gibi uçmak için sandalyeyi demirlere dayayıp atlamıştım üzerinden asfalta. 2. kattaydı evimiz. sonrası mavi ekran. şimdilerde kafamın arkasında durur o günden kalan koca yarık.
    bu pokemonlara özenip pencereden atlayan gerizekalı kolpa çocuk falan hep benden sonradır yani bilesiniz.
    0 ...
  21. 16.
  22. 15.
  23. özlenen, hasreti çekilen, çok ufak detaylarda hiç olmadık anlarda hatırlanan, insanın yüzüne ufacık bi gülümseme konduran ama o saflığı, o haylazlığı, o küçük ama kocaman dünyayı özlemenin ağırlığıyla gülümsemenin yerini iç burukluğuna bırakan, yine de ölmesine izin verilmeyen çocukluğum..
    0 ...
  24. 14.
  25. çağın kirlenen çocukluğuna dair, alt alta bir yazı:

    --spoiler--
    üstün açıldığında saklanıyor hüznüm
    boynumdan aşağı akıyor istemeden
    karanlıkta yaşlanıyorsun çocuğum,
    çocukluğum.
    savaşmadan sevişemez canlı bedenler
    bilmezsin
    soğumadan hatırlanmaz baharda ölenler
    ama sen,
    sen ne zaman büyüdün a çocukluğum
    adam oldun
    sevdalandın
    sevda türküleri söyledin
    sevda ihanetleri gördün...
    geldin en sonuna hayretli türkülerin
    söylendin
    üstün kapandı işte fışkırıyorken günahlarım
    ve mezar taşı soğukluğuna bürünüyor tüm yalnızlık
    siyah ya da beyazdın
    kanadın
    kıpkızıl oldun da
    sen ne zaman öldün bu kalabalıkta a çocukluğum...
    --spoiler--
    6 ...
  26. 13.
  27. tolstoy'un çocukluğunu ve ergenliğini yazdığı kitap.
    en başta öğretmenleri olan karl ivaniç'ten bahseder.
    (bkz: çocukluk ilkgençlik gençlik)
    0 ...
  28. 12.
  29. -babaanne o fındıklı kurabiyelerden yaptın mı yine?

    tek katlı bahçeli bi' ev. bahçede çiçekler, bi' köpek ve bi' salıncak. mutfağından hamur işi kokuları gelir ve ne pişiyorsa gün boyu sokakta oynayıp yorulan çocukların mutluluğu içindir. ben yine de her çocuktan biraz daha şanslıyımdır; çünkü o ev benimdir.

    ...

    -anne, beş dakika daha oynasam?

    bahçeli evler arasında, çok araba geçmeyen sakin bi' sokak. alabildiğine çocuk dolu, neşeli... arkadaş olmayı çoktan becermiş, kardeş gibi hisseden küçük, sevgili yürekler... günler hiç yetmez. gelen misafir çocuklar gitmeyi hiç istemez. ben şanslıydımdır; çünkü o sokak benimdir.

    ...

    -baba, olmuyor hızlandıramıyorum bu salıncağı. biraz daha sallasan?

    tüm rüzgarlar benim salıncağıma eserdi. özgürlük ne demekti, o zamanlar daha iyi açıklayamazdım belki; ama daha iyi yaşardım. evet, şanslıydım; yaşadım.

    ...

    çocuktum, her şeyi çözdüm sanırdım. yanıldım. bi' fındıklı kurabiye o kadar mutlu etmiyor artık, kirlenmiş ruhumuz. 'beş dakika daha'lar saatlere dönüştü; ama paylaşılanlar küçüldü git gide. salıncağımı sallayabilecek gücüm var bu kez; ama rüzgarlar yönünü çevirdi. anlamlar kaybolurken özlediğim tek şey; çocukluğum.
    1 ...
  30. 11.
  31. ziya osman saba şiiri.

    Çocukluğum, çocukluğum...
    Uzakta kalan bahçeler
    O sabahlar, o geceler,
    Gelmez günler çocukluğum.

    Çocukluğum, çocukluğum...
    Gözümde tüten memleket.
    Artık bana sonsuz hasret,
    Sonsuz keder çocukluğum.

    Çocukluğum, çocukluğum...
    Habersiz ölen kardeşim,
    Mezarı bilinmez eşim,
    Her bir şeyim çocukluğum.

    Çocukluğum, çocukluğum...
    Bir çekmecede unutulmuş,
    Senelerle rengi solmuş,
    Bir tek resim çocukluğum...
    0 ...
  32. 10.
  33. istanbul'da sur içinde geçti çocukluğum. Evde yaramaz ama sokakta uslu bir çocuktum. Bir keresinde 2'ye 2 maçta 30 gol atmıştım unutmam. Zaten 2'li olduğum çocuğu kaleye sabitlemiştim, maç 30 yapınca bitiyordu. O sebeple 30 golü de ben atmak zorunda kaldım. Şimdilerde öyle salaklar kalmadı tüm maç kalede duracak. Leblebi tozu yemeyi severdim. Buz dondurmalara bayılırdım. Ninja Kaplumbağalar'dan favorim Mikelanjelo idi. Transformers'lerde favorim kırmızı tır idi. Denver'i çok severdim. Susam Sokağı'na bayılırdım. Bir keresinde çok küçükken televizyona tırmanıyordum. Annem bağırınca işedim olduğum yerde. Bir kere de anneannem beni bırakmıyordu ki tuvalete gideyim. Sarılmış öpüyordu. Uyardım ama dinlemedi. Ben de çıkardım suratına işedim. Dedem, pipimi gösterince para verirdi. Okuma yazma öğrenmeden evvel şiire merak salmıştım. ilk şiirlerim okula gitmeden önce aklıma yazdıklarımdır. Kızkaçıranlar ile oynamayı severdim ama torpilden tırsardım. Çokça tabancam vardı oyuncak ama şiddet eğilimim pek olmadı. Babam küçükken "aferin oğluma" babalardandı. Akşamcıydı. içerken bana da bir yudum verir, "aferin oğluma" derdi. Gündüzleri çaktırmadan dolaptan votka, cin vs. aşırıp içtiğim olurdu. ilkokulda okuldaki bütün kızlar bana hastaydı. Maç oynarken hepsi dizilir adımı söyleyerek tezahürat yaparlardı. Ama 5. sınıfa gelince bıçak gibi kesildi. Sanırım büyüdüklerini o zaman anladılar. Ama hiç hava atmazdım bu durumu kullanarak. Zekiydim. Okulda parmakla gösterilirdim. Ama sanatsal şeylere ilgi duyardım daha çok. Resime, şiire vs. yeteneğim vardı. Kullanırdım da bu yeteneğimi. Sürüngenlerden tırsardım. Tuvaletin deliğinden canavar çıkmasından ve karanlıkta Freddy'nin çıkmasından çok korkardım. Gece yatarken babamın fotoğrafı yüzünden tırsardım. Banyonun ışığı açık yattığımdan resim görünür ve sanki bana işaretler ediyor gibi gelirdi. Böyle bir çocukluk.

    http://albastropos.blogcu.com/cocuklugum/5641466
    0 ...
  34. 11.
  35. Ve en çok seni özledim ben.
    Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
    Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
    Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
    Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
    Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
    Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
    Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
    hiç konuşmadan..
    kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
    bir lokma boyunu..
    diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
    sarılmak sana..
    gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi.
    sana kim olduğumu söylemeden..arkama bakmadan
    ağladığımı sana göstermeden
    seni çok özledim
    ama çok özledim
    çocukluğum!
    *
    0 ...
  36. 10.
  37. o günlere dönme imkanı bulunsa, hiç düşünmeden gidilecek günlerdir çocukluğumuz.. *
    0 ...
  38. 9.
  39. yitik hayallerde unutup kitapların içinde büyütmek yerine, zerafetle dans eden sokak lambalarının arasında geçmişti tutarsız çocukluğum..
    0 ...
  40. 8.
  41. deli gibi dönmek istenilen kısacık zaman dilimi. herşeyin bu kadar güzel olduğu başka bir dönem var mı? *
    0 ...
  42. 7.
  43. maksim gorki'nin kuvvetli bir eseri. lakin çoğunun daha sonradan tamamlanmış yani kurgu olduğunu yazar kendisi de belirtmiştir. Bu yüzden tam bir hayat hikayesi sayılamaz.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük