Kokuyu bilmem de beni çocukluğuma götüren bir şarkı var.
AMAL MATHLOUTHi-HOLM
NE ZAMAN DiNLESEM BU ŞARKIYI, ÇOCUKLUĞUMUN GEÇTiĞi O MAHALLEDE, BiSiKLET SÜRÜYORUM. AKŞAM ÇÖKMEK ÜZERE. GÜNEŞ YAVAŞ YAVAŞ BAtMAYA YÜZ TUTMUŞ. EN FAZLA SEKiZ YAŞINDAYIM. BABAM YOKUŞUN BAŞINDA iŞTEN GELiYOR. ETRAFINDA BiSiKLETLE DÖNÜYORUM. ÇOK ENTERESAN, rüya gibi. Bu entryi atarken o şarkıyı dinliyorum ve yine aynı his.
Bacağımda bir şort var, cebimde hiç para yok.
Ama mutluyum.
Bu amına koyduğumun dünyasında cebinde hiç para olmayan bir çocuk nasıl mutlu olur, bilmiyorum.
Ama mutluydum. Sadece alkollüyken mantıklı geliyor. Sert bir hayat yaşadık, hepimiz. Yine de çok daha sertlerine denk geldik.
Şükretmek için sebeplerimiz vardı.
Güzel hafızam için tanrıya teşekkür ediyorum.
Hatırlıyorum, yaşiyorum, ben daima ordayım.
80 li-90 lı yıllarda renkli kokulu tükenmez kalemler vardı . fiyatları da uygundu . normal bildiğimiz siyah-mavi-kırmızının dışında renklerdeydi.
camgöbeği mavisi, nil yeşili , turuncu, ve pembe tonlarında. hepsinin kokusu farklıydı.
yazarken mis gibi kokardı . uzun bir süre defterde de kalırdı kokusu . o kokular hala aklımdadır.
bir de kokulu silgiler vardı . aman allahım . olsa da alıp alıp koklasam .
2000 li yıllarda (tam ne zaman bilmiyorum) kırtasiye malzemelerinde koku yasaklandı. ve o kokular anılarda kaldı.
yaz aylarinda aksamlari doga ile ic ice kendimi kaptirmis yürürken ana kokusu bitkisinin kokusunu alir almaz hemen 30 sene öncesine gidiyorum.
sadece kis aylarinda kizartilmis ekmek kokusu. yaz aylarinda pek ise yaramiyor.
bilmiyorum neden ama hem kokusu hem de tadiyla meyveli eti top kek.
belki su entrydeki sebeptendir: (bkz: #42407833)
Bütün gün sokakta koşar, oynarsın oynarsın annen 'üff sokak kokmuşsun, doğru banyoya' der. Ne zaman yine toz toprak koktuğumu hissetsem o günlere giderim.