büyüyüp de para kazanmaya başlayınca, istenildiği kadar leblebi tozu alma hakkını elinde bulundurabileceğini düşünmektir. koca koca adam ya da kadın olunca da, dertlerinin bugünkü gibi olacağını sanmak ve az önceki hayale, mantar patlatma tabancasına istenildiği kadar mantar kurşun alınabileceğini eklemektir.
bahçe içinde müstakil şirin bir ev, dizlerinin dibinde yatan golden retreiver, şömineye odun toplamaya gitmiş olan boylu poslu adaleli bir eş ve ömürlerinin sonuna dek mutlu mesut yaşamışlar ile sonlanan masalımsı, masum ve ütopik hayaller.
büyüyünce japonya'da takamashi yamaha isimli bir market açıp işletmek, evet adını bile hatırlıyorum; 6 yaşındaydım bu hayalimin peşinden koştuğumda.
bunun için böcek yediklerini öğrendiğim japonlara satmak üzere, 8 pet şişe sinek vb. haşerat biriktirmiştim; japonya'ya götürüp satacaktım onları ne de olsa. hayalimde hep turuncu, dik saçlı, çekik gözlü capon bir çırağım olacağını düşünürdüm nedense.
Bir tane minimininacik kopek, bir de yeni dogmus minimininacik kedi yavrusu istiyorum.
Yildiz olmak istiyorum, konserim olsun istiyorum.
Ikinci işim olsun istiyorum, doktor olmak istiyorum. Evimin ustunde alisveris merkezi olsun, altinda da muayenehanem olsun, ise giderken yorulmayayim. Limuzin istiyorum, cok para istiyorum, cok zengin olmak.
Butun kizlar bana bayilsin istiyorum.
Kendi sahilim olsaydi, satilik olsaydi, onu bana satmis olsalardi. Kopek baliklariyla herseyiyle sahil benim olsun. Isteyen herkes sahilde eglenebilir, bir suru insan sahilde denize girsin.
Lutfen allah dileklerimi kabul et bidaha da yaramaz olmiycam. Kopek baliklari da isirma diyince isirmiyo.
evet yalan değil bu. ilkokul birinci sınıfta en büyük hayalerimden biriydi. tüm ailenin ve okulun diline düşmüştüm. hayal bu ya; ibo elinde bir gül demetiyle gelecekti bir gün ve benim olacaktı.
allah'ım tüm dileklerimi duyup gerçekleştirmediğin için teşekkür ederim. sen her şeyin iyisini bilirsin. sübhaneke. amin.
minübüsçü olmak. evet yanlış okumadınız minübüsçü olmak.
çocuğum daha, onbir-oniki en fazla. oturduğum mahalle minübüs duraklarına çok yakın bir yerde bulunuyordu. minübüsçülerin seferden sonra takıldıkları yere göz ucu ile bakıyorum o sıralar geçerken. ellerde tespih, yeşil çam'da kadir inanırın ayağında gördüğüm o sivri burun ayakkabılarının içine beyaz çorap giyip topuklarına basan tiplerin bulunduğu bir mekan. ilk başlarda topuklarına ayakkabılar sıkıyordur diye bastıklarını düşünüyordum ama sonradan anladım ki bir minübüsçü geleneği imiş. babadan oğula geçiyormuş.
neyse günler birbirini takip ediyor o sıralar hem kömürcülük, hem minübüsçülük yapan bir abinin yanında takılıyorum. ona yardım ediyorum felan. bunda as dokuzyüzelli damperli kamyon var o sıralar. ara sıra minübüsle gelirdi mahalleye. bir gün kafası güzel yakaladım. dedim ercan abi bana araba sürmeyi öğretir misin diye? tamam gülüm dedi rakım bitsin ben de bir hava alırım dedi. neyse içti bitirdi. kalktı ''hadi bakalım milli olacaksın'' dedi. anlamadım o zamanlar. meğerse o zamanlar bir karı sikene milli oldun diyorlar, bir de şöför olan ergen çocuklara. neyse atladık oturdum direksiyona. kollarım direksiyonu kavrayamıyor ama koltuga oturdugumda kendimi dünyanın hakimi sandım amk. tüyler diken diken çalıştırdım heyecan dorukta. o tarif etti, yavaş yavaş ilerledik biraz sürdüm sonra dükkana geri geldik.
o günden sonra dedim ''kesin minübüsçü olcam amk''. acayip sempati duydum o insanların ortamlarına. bir de hikayelerini dinlerdim kulak misafiri olarak. kimi kız kaçırmış, kimi siyasi olaylara karışmış, kimi diğer hattaki elemanlarla kavga etmiş. bin bir türlü hikaye.
kesin kararımı vermiştim. büyüyünce minübüsçü olucam diye. hayallerin en üst noktasını zorluyorum artık, o sıralar mahallenin güzel bir kızından hoşlanıyorum, ilgisini çekmek için götümü yırtıyorum. kız da naz felan yapıyor. minübüsçü olup bir minübüs alıcam koyucam müslüm gürsesten usta şarkısını teyibe yolları katedicem, sevdiğimin evinin önünden geçicem felan. biraz para biriktirdikten sonra özge'yi kaçırıcam onunla evlenicem. ondan sonra minübüsüde değişirim bir üst model minübüs alırım diye. sonra da çoluk çocuğa karışma hayalleri felan. of anasını satayım ne güzel yıllardı. hayallerim vardı. mutluydum. keşke hep çocuk kalsak lan!
dünyayı gezmeyi istemek.
yıllar önce hayalimi gerçekleştirmenin kıyısından dönmüştüm. lise giriş sınavında denizlik lisesini kazanıp gitmemiştim. keşke gitseymişim şimdi dünyayı geziyor olurdum. kader...
uçmak
televizyonun içine girebilmek
su altında nefes alabilmek
sınırsız torpil ve kız kaçıra sahip olmak
uçaklara taş atıp düşürebilmek
ve ayrıca; kuklaların bacaklarını görebilmek