akla geldikçe ne safmışım diye düşünülür. misal çocukluğumun üçte ikisi barbie bebeklerime havuz yapmaya çalışmakla geçti,üstelik en yakınımdakileri de bu amaç uğruna heba ettim.yandaşlarım ve ben elimize aldığımız ağaç dallarıyla ,dondurma çubuklarıyla bi gayret havuz olarak düşündüğümüz çukuru kazar ardından taşlarla içini döşerdik ama su doldurunca çamur olurdu içi... yapamadık.*
bundan iki sene öncesine kadar ben çok yaramaz bir çocuktum derdim kendi kendime. iki sene önce üst komşunun kızıl saçlı, çilli yüzlü, çürük dişli veledi ile tanıştıktan sonra her şey değişti!
ben apartmana girecekken bizim ufaklık balkon korkulukları arkasında kendince saklanır. ben tam apartmanın altına gelince;
bulduğun iki direk ya da iki koltuk arasına battaniyeyle ev kurmak için saatlerce uğraşmak, her haltın koleksiyonunu yapmak, silgi tozundan silgi yapcam diye uğraşmak ve daha niceleri.
kokulu ve desenli not defteri sayfaları biriktirip diğer arkadaşlarda değiş-tokuş yapmak
sakız içinden çıkan barbi bebek stickerlarını biriktirip yatağın baş ucuna yapıştırmak
kertenkele, böcek gibi canlıları üzerine atmaya çalışan salaklardan kaçmak
erkekler tuvaletine kaçan er kişiyi tenefüs sonuna kadar tuvalet kapısı önünde beklemek
karton meyve suyu kutularını patlatmak
sahilde bulunan taşları biriktirmek
uyuyan ya da evde olmayan annenin makyaj malzemelerini, kıyafetlerini giymek, sütyenleri giyip içine meyve sokuşturmak
arkadaşlarla evin bahçesinde piknik yapıp yetişkin gibi hissetmek
babanın sigara&alkol dolabı civarlarını çekici bulmak, kurcalamak
sınıfın tembeliyle dalga geçmek
başka apartmanların kapıcıları tarafından kovalanmak