Yahu ne kadar güzeldi. Yahu ne kadar bak tarif edemem. Üstelik benimle çok ilgilenirdi de. Sen nerenin meleğiydin de bana yollandın? Büyük aşık idim.
Pekala sorun ne? Şu an benim ismini hatırlamıyor olmam. Babası aydın idi, rahmetli Rafet dedemin komşusuydu yayladan.
Bana bak sayın karı. Ne güzeldin be.
Gözümde , alladı pulladı albüm kapağındaki Seyyal taner gibiydin...
ilk aşkımdı safsatasını duymaktan gına geldi. ilk ve son olur, ikincisi olmaz. Yav keşkül ettiniz iyice şu aşkı da. Her boka aşk diyorsunuz. Sevgi de hoşlantı de anasını satayım ne büyüttünüz suni hislerinizi. Naptın lan silgi mi verdin kalemini mi açtın pezo. Ya hoşlantıdır ya saplantı, hadi belki sevgidir. Daha aşkı kirletmeyin Allah'ın Dorian Gray leri sizi.
ben çocukluk aşkımla ilgili bir şey öğrenmiştim ve şok olmuştum ben ona o zamanlar aşık olduğumu söyleyememiştim yıllar sonra biryerden duydum hayatı ben onu görmedikten sonra baya kötü gitmiş sarpa sarmış ve hatta kendinden yaşçca büyük bir adamla beraber olmuş ben bunu duyduktan sonra dedim iyiki benden uzaklaşmış aq.
Uzun zamandan beri yüzüne hasret kaldığım ilk ve tek sevdiceğim. Yanlış hatırlamıyorsam en son 2017-2018 senesinde gördüm. O günde kendisiyle çok iletişim kuramadık ufak bir merhabalaşma faslı hariç neyse bu çok önemli değil.
Ben bugün garip bir tesadüfün farkına vardım. Büyüdükçe, çevrem değiştikçe hoşlandığım, sevdiğim insanlar hep ona benziyormuş meğersem.
Ondan sonra kime gönlümü kaptırdıysam hepsi de gerek kişilik ve karakter gerekse fiziksel olarak tıpatıp ona benzer özelliklere sahip insanlarmış.
Velhasıl kelam ne kadar farkına varmamış olsam da ne kadar zaman geçerse geçsin unutamamışım onu.
Bence en temiz, en masum aşktır. içinde gerçek sevgiyi barındırır. Çünkü o yaşlarsa insanın aklına cinsellik gelmez. Sadece seversin.
Çocukluk aşkımla çok uzun yıllar sonra yeniden konuşmaya başladım. Yani bi'şey olacağından değil. Sadece konuşuyoruz. Ama itiraf etmeliyim ki; Evlenmiş olması ve çoluk çocuğa karışmış olmasına rağmen onunla konuşurken kalp atışım hızlanıyor. Çocukken hissettiğim şeyleri yeniden hissediyorum lan. Bu nasıl bir büyü anlamadım..
Ilkokul birinci sınıf.
Arkamda oturuyor.
Adı fuat.
Iletisim kurabilmek icin surekli kalem silgi uç falan istiyorum.
En son abartıp montunu istemiştim çocuğun.
Aileme ulaşmışlardı yardım toplayalım cocugun eksiklerini karşılayamıyorsanız diye.
Uzdun fuat.
bir çocuk dergisinde mesajların ilan olarak paylaşıldığı bir bölüm vardı. Annemi seviyorum babami seviyorum. Salak sacma uyaksız şiirler. Biz şehir degistirdigimizde fuat beni bul diye o sayfaya yazı yollamıştım
Ben psikopat bir civcivmişim cidden
O zamanlar insta felan yoktu. Geçenlerde kendi istek atmış. Swh. Serpilmiş bildiğin. Hala gözümde en güzel kızlardandır. Beyaza yakın sarı saçlar, mavi gözler.. kim aşık olmaz ki.
içinde hem masumluğu hem tatlı kıskançlığı barındıran en değerli en unutulmaz yaşanmışlıklardan biridir. çocuğun aşkı mı olur derlerdi büyüklerimiz. belki öyle ama yine de insan gülümseyerek hatırlıyor büyüyünce. sene 2001 yılının başlarıydı. 9 yaşındaydım. okulum oturduğum apartmanımızın bir sonra ki sokağın köşe başındaydı. sınıfın en güzel kızı değil ama en akıllı ve biraz da şirin mi şirin kızı merve de bizim apartmanda oturuyordu. ailece de tanışıyorduk zaten. zeki olduğu için hep bana ders çalıştırırdı. kaytarmama izin vermezdi. ilkokul aşkım mıydı öğretmenim miydi belli değildi. hem sever hem çok kızdırırdık birbirimizi. neyse bir gün bize geldi okul sonrası. annemi de çok severdi. o kadar zeki olmasına rağmen anneme özenir ben büyüyünce ev hanımı olcam senin gibi dermiş anneme. swh. neyse salon da bir yanda yazı yazarken bir yanda tv açıktı. o dönem kral tv meşhurdu tabii kral tv açıktı. burak kut'un tahtalara vur adlı klibi çıktı. o klipte de hafiften açık seçik minili kızlar oynatılıyordu. ekranda o kızlar çıktıkça bakıyordum bende. art niyetle değil tabii çocuğum yahu ne gözle bakabilirim. kızlar olduğu için klipte merveye hava olsun diye baktığımı hatırlıyorum gerçi. ama merve kıskanmış olacaktı ki eliyle gözümü kapatır sen bakma dersine bak. sonra bozuşuruz giderim derdi. söylerim seni annene der hatta giderdi bile. swh. bende çocukluk masumluğu ile tamam tamam derdim. çünkü onu çok severdim. her şeyden öte arkadaşlığımızın bozulmasını istemezdim. ama biz büyüdük ve kirlendi dünya. her şey bir yana dağıldı. böyle hatıralar da bize güzel bir anı olarak kalmış oldu. sıradan bir hikayemi çok uzattım kusura bakmayın ama hiç unutmayacağım için yazmak istedim.
selma. Aşkale posta müdürü nün kızı selma. Birinci sınıfta aynı sırayı paylaştığım selma. Saçlar Mısır püskülü selma. Beraber Salçalı ekmek yendiğimiz selma. Yaz tatilinde ağaçtan düşüp kolunu kıran selma...ikinci sınıfa başlayacakken babasının tayını Oltu ya çıkan selma. Ve Bana “anne Oltu uzak mi?” Diye sordurtan selma. Ve bir daha kendisini hiç göremediğim selma.
Güzel bir heyecandı aslında. Hiç kötülüğü yoktu. Tamamen masum ve doğal duygulardan oluşturdu. Okula gitmek heyecan verirdi..
Geçtiğimiz zamanları gördüm, evlenmişti. ismi fatma idi.
iri ve mavi gözleri hala aynı. Aslında çok uzun zaman geçmişti görmeyeli nereden baksak 20 yıl. Ama hatırladım. Hatta selamlaştık, çocukları vardı sevdim. Eşi yanındaydı, ona da merhaba dedim. Masum olduğu için kötü niyetle değildi yaklaşımım.. Uzaktan bir akraba gibi hissettim. Neyse, benim aşkım karşılıksızdı.. Sonra karşılık vermesini istedim, vermedi. Veremezdi çocukta olsa, başkasını seviyordu. Ama ben okul bitene kadar hep sevdim o'nu. Okul dediğim, ilk okuldu. Ama çok farklı birşey. Şehvet yok, arzular yok. Sadece kuru kuru sevgi var. Hissedilen birşey olmayınca, sevgi tek gerçeklik oluyor çocukluğunda insanın.
Velhasıl kelam, neyse ;
Gördüm çocukları ve eşi ile işte. O'da tanıdı beni. Ama evlendiği kişi normal olarak, ilk okul aşkı değildi tabi. Ama garip olan şey, çocukluğumu yaşadım sanki yüzüne baktığımda.
Şimdi hatirlandiginda koca bi tebessüme bırakır kendini birazda kendinden utanilir kimler kimler için bunalıma girmişim de aglamişim denilir iyi ki de olmamış denilendir.
8 yaşımda başlayan ve yıllarca süren aşktır...mahalle arkadaşımdı, onun fen lisesinden dönüşünü her cuma akşamı apartman önünde beklerdim. çocukluk aşkı, aşkın en saf, en güzel halidir.
onunla ilgili güzel anılar var belleğimde; ailemle birlikte yaz tatilinde gittiğimiz tatil beldesinden dönüş günümüzde onu bizim apartmanın kapısında beni beklerken bulmuştum.
daha sonraki yıllarda yine bir yaz tatilinde ben ona tatil beldesinin ankesörlü telefonuyla ulaşmaya çalışırken telefon kulübesinin camından onun şehirler arası otobüsten inip bana doğru yürüdüğünü görmüştüm. nasıl bir heyecan, nasıl bir mutluluktu, nasıl koşup sarılmıştım...
bana lisede havuz ve iş problemlerini çözmeyi öğretmişti. sonra o tıbbı kazandığında onun üniversitesinin kantinine gidişimi onun da benim okuduğum üniversiteye gelişini, birlikte dondurma yapışımızı, birlikte müzik listesi hazırlayışımızı ve birlikte paylaştığımız onca şeyi hala hatırlıyorum.
ona olan aşkım 24 yaşımda beni aldatmasıyla sonlandı...keşke affetseydim. çünkü ondan yıllar sonra aşık olduğum bir başkası tarafından çok daha ağır bir şekilde aldatıldım. ilk aşkımı affetseydim ve o hayatımda kalsaydı daha sonra yaşadığım bu travmayı yaşamayacaktım. bu travmayı yaşatan adamla hiç tanışmayacaktım.
5. Sınıfta bir kızı sevmiştim. şair'in dediği gibi çocukluk aşkı bambaşka be güzelim. sevdiğim kızın da vardır elbet bir çocukluk aşkı beni sevmediğini bilirdim bir sevdiği vardı duyardım. çok güzel yıllardı her şeye rağmen. neden büyüdük ki aga? onun şimdi kaçıncı sevgilisi oldu, ben onu bekliyorum daha belki bir gün gelir diye. her şeye rağmen çok güzeldir, özeldir çocukluk aşkı. ne seni bırakabildim ne fenerbahçe'yi çocukken sevmiştim ikinizi.