sarı bir kedi vardı arka bahçemize dadanmıştı. ona, annemden gizli et, peynir, süt, tavuk...artık elime ne geçerse verip beslerdim. artık onunla kanka olmuştuk, her gün geliyordu bende besliyordum. yaz geldi, bizimkiler evi badana yapmaya kalktı, her yer her yerde. salonun ortasına eşyalar toplanmış, işçi evi boyuyor. karşı komşu anneme seslendi: "bir kedi yavrularını sizin eve taşıdı", arıyoruz arıyoruz bulamıyoruz. annemin yeni aldığı beyaz saten koltuğa bu benim sarı kedi uzanmış, altı yavrusunu koynuna almış emziriyor. annem kediyi görünce çıldırdı, kediyi ve yavrularını alıp evden çok uzak bir yere bıraktı. ona yalvardım, anne nolur apartmanın bodrumunda dursunlar, orada ben beslerim diye.. dinlemedi. sonradan haber aldım, bir yavrusunu alıp oraları terk etmiş. diğer yavrular ölmüş. çok üzülmüştüm.
genel olarak ölmüş hayvanlar. halen de üzülürüm. sadece 1 hafta evime uğrayan hasta kediyi su oluğunda ölü görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
misafirlikten çıkıp eve dönmek. teyzemin kızının düğününe gitmemek, deniz botuna binmemek. çok da üzüldüğüm şey yokmuş aslında ama yazlığımızın olmaması olabilir.
99 depreminin olduğu gün atv de pokemon vardı yeni bölümünü dört gözle bekliyordum televizyonu açtım haber baktım bütün kanallarda haber var skerim böyle işi niye bu saatte her yerde haber var diye hayıflanırken haberlerde ne diyor diye dikkat kesildim ülkenin amına koymuşlar efendim bu da böyle bir anımdır.
okuldan koşa koşa gelirdim onlar için çünkü beni beklediklerini bilirdim. daha üstümü bile değiştirmeden annemin önceden onlar için haşladığı tavuk ciğerlerini isterdim evden. benim sokağa girdiğimi görünce koşa koşa gelirlerdi üstüme tırmanırlardı.
Daha ilkokula yeni başladığım zamanlardı sokaktan uğurböceği, karınca toplayıp eve getirir onlara gizli gizli yuvalar yapardım annem fark etmiyor sanıyordum tabii. Birgün yine getirdim bir uğurböceğini sabah kalktım Yok! Tüm gün aramıştım onu sonunda tavanda lambanın üzerinde bulmuştum.
Sonrası hüzün benimle yapamayacağını anlayıp uç uç Uğurböceği .. diye uçurmuştum.
Nerelerdesin uğurböceğim??
6-7 yaslarindaydim. Yine bi kurban bayramiydi. 1 hafta oncesinden babaannemin yanina gittik. Guzel bi koyun almisti babam. Bende durdugumuz sure boyunca her sabah uyanip yanina gidip beslemistim, sevmistim. Sonra kesilme vakti gelmişti, bilmiyordum tabi bunu. Yanina gitmek istiyordum ama annem izin vermiyordu. Sonrasinda annemin dalginligindan yararlanip gizlice izleyebilecegim yere gittim. Kisa sure olsada cok sevdigim bir canlinin bogazinin kesildigini ve kanlarinin su gibi aktigini gordum. O gunden sonra baska hicbir şeye uzulmedim.
Kesilirken izledigimde aglayamamistim bile. Annem eti hazirladiginda afiyetle yiyip " cok guzel olmus annecim eline saglik" dedigimi hatirliyorum. I am a fuckin psychopath..