ilkokulda altıma kaçırmam, akabinde öğretmenin annemi çağırması, arkadaşlarımın etrafımda dönerken çişli, çişli! diye ritm tutmaları, ağlamış olmam, ertesi gün hiçbir şey yokmuş gibi okula gitmem ve her şeyin unutulması.
sokakta oyun oynarken okul saatinin gelip çatmasıyla birlikte eve çıkıp çantamı alıp okula gitmiştim ki tam okul kapısına geldiğimde ayağımda sokak terliklerimin olduğunu fark ettim, hoş olmadı tabi. bir keresinde de (ilkokul 8. sınıftı sanırım)resim dersinde resim çantamı açtığımda içinden kardeşimin sünnet terlikleri çıkmıştı sağ olsun benim salak kardeşim ben görmeden atıvermiş onları resim çantama, çok utanmıştım çok. ne işi var benim resim çantamın içinde sünnet terliklerinin!
ergenliğe yeni geçiş döneminde, okulda regl olmak. duruma henüz alışılmadığı için izin almaktan çekinmek ve okul paydos edene kadar montu hiç çıkartmamak.
ww*.am.com diye bir siteye girdiğimi babamın göz atma geçmişinde görüp abim, ablam ve beni yanına çağırması. ağlamadım.*
canım ablam beni kurtarmak için "ingilizce öğretmenim söylemişti, iam.com'a girecektim, i basmamış" demişti.
sonrasında ne alakaysa abim de ablam da bana "akbank akbank" deyip güldüler. hala da gülüyorlar.
kreşe giderken binanın içinde farklı ayakkabılar giyerdik. içeri ayakkabısıyla dışarı ayakkabısı farklıydı. benimde içeride giydiğim ayakkabım yırtılmıştı azıcık. bir müddet o şekilde giymek zorunda kaldım. ama paramız olmadığından değildi yani. annem çok yoğun çalıştığı için o aralar çarşıya çıkmaya fırsat bulamamıştık sadece. o gün herkes bana ayakkabıların yırtık olduğu için gülmüştü ibnetorlar. bende ağlamıştım bir köşeye pısıp. olayı anlatınca annemle ertesi gün yeni ayakkabı almaya gittik. hemde ışıklı mışıklı. hepsi göt oldu. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
2 veya 3 yaşındaymışım hatırlamıyorum olayı tabi annemin anlatmasıyla öğrendim. bilen bilir e5'in üzerinde ki diesel'i. neyse oraya gezmeye gittiğimizde bir anlık dalgınlıkla annemler beni kaybetmişler. ben de girişte mankenlerin bulunduğu bir stand var, oraya gidip sıçmışım. annemler beni öyle bulduktan sonra hızla kaçmışlar.
gidilen internet kafede 1 saat kiralamak. 20. dakikada inanılmaz sıkışmak. para boşa gidecek diye kalkmamak. sandalyeye bütün çişi bırakmak. ardından kurur umuduyla 1 saat daha kiralamak. *
daha 6 yaşında filanım, annemle güne gitmişiz.kadın muhabbetleri,kahkahalar, kısırlar, çörekler, kahve falları havada uçuşuyor, evde kafama göre benim yaşlarda bir arkadaş olmadığı içinde sıkılmışım haliyle.tam tuvalete gidiyorum ki benden önce evin 20' li yaşlardaki kızının girdiğini görüyorum tuvalete.anahtar deliğinden onu dikizlemeye başlıyorum.( o yaşta bundan ne zevk aldığım ,aklım ermeye başladığında hep kafamı kurcalamıştır ) her neyse, kız bunu fark edip birden açmaz mı kapıyı.kaldım öylece. çok şükür ki beni şikayet etmemişti anneme ama bir daha o ablanın yüzüne bakamadım o ayrı.evet sayın okuyan çok utanmıştım o zaman .
bir sünnete gitmiştik akrabamızın çocuğu sünnet oluyordu orada sünnetçiye sünnet olduğum halde karı kız çoluk çocuk ne varsa açıp benim pipimi de gösterdiler ve sünnetçiden şöyle bir yorum geldi;
- yamuk kesmişler.
- vay anasını ya!
psikolojik olarak takıntı oluştu abi o günden beri bende yamuk mu değil mi diye fena halde takıntılarım var. (yanlış anlaşılmasın sadece baş kısmı sünnet yeri yani.)
ilk okul birinci sınıfta sene sonu okuma bayramı adı altında bir müsamere yapılmıştı
öğretmenimiz psikolojik sorunları olan hala bile bazen gece rüyalarıma giren bir bayandı ve okuma bayramında herkese bir görev verilmişti banada şiir okumak düştü hem heyecanlıydım hemde tırsıyodum biraz yanlış okursam öğretmenimin tepkisini kestiremiyodum.
neyse sıra bana geldi ve olanlar oldu , elime mikrofonu verdiler ve bir anda kendimi assolist gibi hissettim sahneden aşağığa atladım ve seyircilerin arasında gezerek şiirimi okuyacağımı sandım.sonrası malum kahkahalar kopmaya başladı herkes bana gülüyodu , beni o utanç durumundan kurtaran annem olmuşu şahin gibi atlayıp beni hemen sahneye yükseltti birden. hatırlıyorumda kıpkırmızı olmuştum utancımdan ne gündü bee.
ibrahim tatlıses'in anam garip anam adlı parçasını dinlerken birden bunalıma girip ağlamak, sanırım bir çocuk için bundan utanç verici başka olay yoktur.
annemin küçüklüğüne iniyoruz; kucalıyor çekmeceleri renk renk balonlar buluyor. şişiriyor ve oynamaya başlıyor. ananemin dumur bakışlarıyla karşılaşıyor. bir bilse onların prezervatif olduğunu.