güneşin kaybolma sebebinin geceleri karşıdaki apartmanın çatısında uyuması olduğunu sanıp, üzülürdüm. gerçeği öğrenince nasıl bir travma geçirdim siz düşünün...
tv de eski film ve programlar hep siyah beyaz olduğu için bende geçmişteki her şeyin gerçekten de siyah beyaz olduğunu sanırdım, renkler gelişen teknoloji ile bulundu ama eskiden hiç renk yoktu, her şey siyah beyazdı diye düşünüp renkler icat edildikten sonra doğduğum için kendimi şanslı sanırdım. daha sonra öğrendim ki o zamanlar sadece kameralar renksiz çekim yapıyormuş veya tv ler renksiz gösteriyormuş. bilemedim şimdi.
Evimiz bir apartmanın beşinci katındaydı ve balkon demirlerini bile geçemeyen minicik boyumla yağmur yağarken dışarıyı izlerken; şimdi sel olsa şemsiyeyi açar içine biner balkondan sel sularının üzerinde giderim diye düşünürdüm.
Evlenmeden hamile kalınmaz sanıyordum ve erkekle kadın aynı yatağa girip öpüşünce kadın hamile kalabilir sanıyordum. Öğretmenlerim her şeyi bilir sanıyordum hatta bir öğretmenime bir şey sormuştum bilemediğinde çok üzülmüştüm.
ben küçükken çişim geldiğinde gidip hemen 2 bardak su içerdimki onlarida tuvalettde işeyim diye kim uğraşcak tekrar tekrar işemeye.o zamanlardan belliymiş üşengeç olacağım.
yalan söylemeyi bilmediğim için herkes doğru söylüyor sanıyordum, bana söylenilen ve anlatılan her şeye inanıyordum. daha sonra acısını fazlasıyla çektim. şuanda herkesi yalancı sanıyor ve bana söylenilen hiçbir şeye inanmıyorum. şuanda da bunun acısını çekiyorum. artık ortalarda bir yerde durmam gerek.
dolmuşların üzerinde yazan "allah korusun" yazısının allah insanları bu kocaman dolmuşun çarpmasından korusun anlamına geldiğini düşünürdüm, meğerse dolmuşun başına bir şey gelmesin diyeymiş.
Bebekler paketli şekilde (atlet paketleri oluyor ya öyle. ya da hazır yufka) üzerlerinde fotoğrafları basılı. Sonra işte tanrı seçiyor oradan kimin nasıl bebeği olacağını yolluyor dünya ya sanıyordum.
Geceleri bulutlar ahır gibi tahtadan bir yere kapatılıyor sanıyordum.