Kardeşimdir efendim.
2-3 yaş aralığında eline geçen her nesneyi balkonda aşağıya atma çabası içerisinde idi.Okuldan eve geldiğimde annem sana hediye aldım kızım deyip bir an sadece bir an mutlu olduktan sonra salona gittiğinde oo hediyeden eser yoktur.Balkondan aşağı atınca da çalındığı için o hediyeler hiçbir zaman benim olamamıştır.Salona girdiğimde ise annem kardeşime bağırıyor olup,kardeşim de bana pis bir gargamel sırıtışı atardı.:/
Bir gün sen git tv kumandasını çamaşır makinesine at kumanda yıkan,annem görünce bari kurusun diye balkona koy,bizimki de kalk balkondan aşağıya at.Allah'tan aşağıya hemen inip bulmuştum.Tv kumandası adaptasyonun dibine vurup muhteşem bir olgunluk sergileyip günümüze değin kullanılabilmektedir.
bunu oyun zannederek özellikle sevilmeyen arkadaşların kafasına birşeyler fırlatma sanatıdır. bir çeşit intikam çocuğun kendince. hiç yakalanmayacağı güveni vardır.
Annemin bütün altınlarını atmisligim ve alt kattaki sukru abinin yoldan geçen ayla ablanin gokten altın yağdığını sanmasını saglamisligim var. Bir keresinde ise kendimi atmıştım.
Teyzemler göztepede otururdu. O zamanlar 5 yaşındaydım. Teyzemin yatak odasında denizden topladığı taşlar vardı onları karşı çatıya atıyordım. Teyzemin balkonu karşıdaki çatıdan daha yüksekde olduğu için nereye atabildiğimi görebiliyordum inat ettim ve bir kaç kiremit kırmıştım. Ah karşı komşu hakkını helal et.
psikolojik olarak incelenince altindan birsey cikacagini tahmin ettigim klasik yaramazlik. ben oyuncaklarimi atardim. bir de anneannemde ocagin beklerini atmistim.
halen aklıma geldikçe failinin kafasını koparmak istediğim hadise.
eski model apartmanlarda iç taraftaki bazı odaların camları apartman boşluğuna açılırdı. işte ben tam o odada yatıyorum o zamanlar. zaman içinde camdan çıt çıt şeklinde sesler gelmeye başladı. gece uyanıyorum, gündüz bakıyorum ne olduğunu anlayamıyorum. birşey çarpıyor cama ama yakalayamıyorum.
bu durum yaklaşık 5 gün fln sürdü, saatler boyu cama birşeyler çarpıyor.
neyse son gün hırs yaptım ve bekledim, ses geliyor cama çıkıyorum bekliyorum kesiliyor.
sonunda ne olduğunu fark ettim. komşunun küçük oğlu boncuk tabancasıyla ateş ediyormuş. o an geçirdiğim cinneti, hızla akşam üstü evden çıkıp komşunun kapısına gidişimi, gerizekalı oğlunun yediği haltı bilmeyen kadına şu oğlunuzu bir çağırır mısınız dediğimde şaşkınlıkla bakan ve sonra çağırdığında elinde o tabancayla koşarak kapıya gelen ve beni görünce gözlerindeki korkuyla annesine sarılan çocuğu hala unutmuş değilim.
hayır yeminle o dakka elime geçse çocukta kalıcı hasar olabilirdi şu an.
tamamıyla çocukluğumuzun eğlence yöntemleriyle ilgilidir. kabul etmemiz gereklidir ki hepimiz değişik fantazilere shaip insanlar olarak büyümüş bulunmaktayız.
berkay candan küçükken aynı apartmanda otururduk. eleman küçükken 9 kattan aşağı çekiç, tornavida vs. atmıştı lan. neyse ki apartmanın etrafında bahçe var da sorun olmadı.
ya benim apartman boşluğundan serum şişesini aşağıya yollamama ne denir? ve alt komşunun kılpayı kafasını sıyırıp geçmesine?... çok sadist bir çocukluk geçirmişim.