bugün

bir türkün hayatı kısaca 'doğmak, emeklemek,yürümek, anneni mi daha çok seviyosun babanı mı ahiretlik sorusuyla

yüz yüze gelmek, küfür etmek * okula gitmek,

sınavlara girmek tekrar sınavlara girmek, sonucunda şu ve ya bu şekilde okumak mezun olmak, evlenmek, çocuk yapmak

ve eğer şanslı isen torun sevmek' şeklinde seyreder.

caanım analarımızın dualarının bu yaşayışta önemli rol oynadığını düşünmekteyim zira nasıl düşünmeyeyim kadın

'eyy pis sakallı (murat kosova oluyor kendisi) sesin kısılsın' diyor adam trt lig tv arasında gidip geliyor, kalıyor bize

murat kosova'sız nba geceleri. yani illaki inanıcan annelerin dualarının kabul olunduğuna.

caanım anneler 'iyi bi işe giresan, güzel bie eş alasan, bol bol çocuk yapasan' minvalinden hiç ayrılmaz dualarında.

tek temennisi teke hedefi iyi bi işe girmeniz, evlenmeniz ve çocuk yapmanızdır.

şu toplumun hangi kesiminde hangi topluluk içinde olursa olsun 'ben evlenmicem' sözünü söylidiğiniz anda kat'i suretle

bi farklı bakılıyo size. 'homoseksüel' den girip 'çirkin olduğunu farketmiş zaar. vışşş' dan çıkarlar, hiç acımazlar.

hadi evlenmeye karşı olma, evliliğe 'sıcak' bak, çocuk yapmamayı düşünemezsin yinede.

yahu bu zorunluluk mu, mecburiyet mi, kural mı?!

mutlu oliyim işte. evlendiysem gerçekten birini sevmişimdir. sadece sevmek değil saygı duymuşumdur.

sonuçta bundan bilmem kaç yıl sonra o aşık olduğum insan değil, en yakın dostum, hayat arkadaşım olucak. * *

e bulduysam o ruh eşimi hayatımı yaşıyım işte. geziyim toziyim falan. yiyim içiyim. paramız sadece ikimize kalsın bağlayan bişe olmasın

bizi. he çocuk istersen yaparsın. aşkımızın meyvesi dersin. soy yürüsün dersin. 'erkeğim ulan!!' dersin ama bunu görev addetmek neden.

hele ki bir çocuğu bu dünyaya getirmenin ezici ağırlığı hali hazırda beynin bir köşesinde duruken.

bu kadar acımasız bir dünyaya, yarın bir gün sokakta bıçaklanır mısın gaspa mı uğrarsın, 'aşık oldum' dediğin hayatını mı siker

belli değilken, geçtim yaşadığın ülkeyi dünya batmaya doğru giderken bir insan getirmek; kolay mıdır bu mes'uliyet altına girmek.

hadi çevreden gelebilecek olumsuzlukları geçtim, onun eğitimini rahat yaşamasını karşılayabielcek maddi gücün var mı?

maddiyatın yanında, manevi gücün yeterli mi?

daha yeni evlenmişsin yeni bir insan, hiç tanımadığın birine ezelden beri tanıyormuşçasına bağlanmışsın

yüreğinde bir bebeği de sevecek kadar çok sevgi var mı? doğunca elbet olur,ondan bahsetmediğimiz belli.

tam bir baba, anne olabilir misin ona??

'çocuk rızkıyla gelir' , 'göz açıp kapayıncaya kadar büyür' büyür tabi hangi çocuğun büyümediği görülmüş. ama büyümeden büyümeye fark vardır

be. bi bakıyorum adamın aldığı maaş belki kendini sıkarak eşiyle kendini geçindirebilir ammavelakin adam rekor denemesine gitmiş

4 de çocuk eklemiş bu deneye.

'ne yapsın parası yok diye çocuk yapmasın mı??'

evet gerekirse yapmasın. önemli olan o adamın 'babalık' duygusunu yaşaması mı?! yani 'zükerin çocuğun geleceğini hele ben bi şu ünvanı

alıyım' mı mesele. yok böyle değilse mesele yapmıcak arkadaş çocuk. napalım. hayatın binbir türlü derdi var. onu anlatıyoruz zaten sabah

beri. hadi diyelim yaptın n'oldu be adam kendini mi tutamadın. 4 çocuk nedir yau. bugün benim diyen adam 4 çocuğa bakamaz. imanı gevrer.

kolay mı bir çocuğu büyütmek amacın nedir. 'allah'ın hakkı üçtür' deyipte safsatalanma boşuna. bırak üç tane yapmayı senin

yaptığın iş bariz günah, yanlış, sakat.

özet: çocuk yapmak zor zanaat büyük meuliyet derin sorumluluk azizim. korkuyorum!