mete hanın yolunda yürümeye çalışmış çiçi yabgu olarak da bilinir. kardeşi hohanyeh handır.
Çin ikisininde kendisine bağlanmasını istemiştir. çiçi han buna karşı çıkmış. hohanyeh han ise çine bağlanmayı onursuzluk saymamıştır. sonucunda çiçi ban kardeşini öldurmustur.
çiçi han hun budunlara altın devirk
lerden birini yaşatmış türk lideridir.
çoğu kişi bilmez sanırım bu Türk büyüğünü. kendisi mö 100 yıllarında yaşamış ve Mete hanın izninden gitmeye çalışmış.
kardeşi hohanyeh han çine bağlanırken o çine bağlanmayı onursuzluk saymisti.
dönemin koşulları yüzünden çine akın yapamamış. günün battığı yere akın yapmıştır. semerkant, part devleti perslere kadar ilerlemiştir
. ve attilanin Avrupa akınına önünü açmıştır.
yaşlanınca kendini yorgun hissedince bir kale yaptırmış ( tanhu kent) kafa tuttuğu Çinlilerde bu kaleyi kusatmışlardır. ( hunlar kale savaşını bilmez acik alanda savaşırlar )
bu kale kusatmasindan sağ çıkmamıştır. ama çinin korkulu rüyası olmuştur.
"vatan atalarımızdan torunlarımıza verilmek üzere bize emanet edilmiş kutsal topraklardır. onursuz bir yaşam uğruna terk edilemez" sözünün sahibi olan büyük türk atasıdır.
Çin'e bağlanmak isteyen kardeşine resti çekmiş, bağımsızlık demiş, bu yolda can vermiştir.
Türklerin ilk bağımsızlık savaşçısıdır.
Çin'e bağlanmayı reddetmiş, bir kalede bütün adamlarıyla birlikte savaşa savaşa ölmüş, kanı toprağa yurt yazmıştır.
O dakikadan sonra Türk Budunu bir kez daha kalelere sığacak bir ulus olmadığını görmüştür.
Büyük bir direnişçi Türk lideridir. Kardeşi doğuda hüküm sürerken kendisi batıda hüküm sürmuştür. Metehanın soyundan gelmiştir ve kardeşi çin egemenliğini kabul etmesine rağmen o etmemiştir. Şerefsizce yaşamaktansa şerefiyle ölmüştür. Tarihte çok bilinmeyen ama bilinmeyi hak eden türk liderlerden biridir.
Direnişçi, bağımsızlık yanlısı türk lideri.
Kürşad'dan farkı Kürşad bağımsızlığı yeniden kazanmak için başkaldırırken, çiçi işgale karşı bağımsızlığını korumak için karşı koymaya çalışmıştır.
"türklerin ilk gerçek bağımsızlık savaşçısıdır.
çin'e bağlanmayı reddetmiş, bir kalede bütün adamlarıyla birlikte savaşa savaşa ölmüş, kanı toprağa yurt yazmıştır.
o dakikadan sonra türk budunu bir kez daha kalelere sığacak bir ulus olmadığını görmüştür."
Hohanyehler bitmezse inatla Kürşadlar, çiçiler de bitmeyecek!
Ruhları şad olsun!
Çi-Çi ya da Çi-Çi Yabgu diye bilinen ve Türk-Hun hükümdarı. Mete'den yaklaşık 150 yıl sonra, Büyük Hun imparatorluğu'nun Aral gölü ve Batı Türkistan bölgesinde kurulan Batı Hun Devleti'nin hükümdarıdır.[1
Çi-çi Kağan (Çiçi Han) MÖ 56-35 yılları arasında kağanlık yapmış Türk hükümdarıdır. Çin kaynaklarında adı Hu-tu Wu-ssu (veya Degroot’un deyimiyle Hun-tunga-su) olarak geçen Hun şehzadesidir. Son Hun tanhusu olan kardeş Ho-Han-Yeh'in, devletin içinde bulunduğu sıkıntılı durumları öne sürerek Çin'in egemenliği altına girmek istemesi üzerine; Çi-çi Yabgu, bir başka ulusun himayesi altına geçmeyi reddetmiş ve kardeşinin hükümdarlığını da tanımamıştır.
Bu konuda "Olmaz! Hunların geleneğine göre, esasen güçlü olmak yüceltici, hizmet etmek ise küçültücüdür. Hunlar at üzerinde savaşarak devlet kurmuşlar, dolayısıyla bütün kavimler arasında saygınlık kazanmışlardır. Savaşarak ölmek kahramanların en önemli özelliğidir. Bugün kardeşler devletin başına geçmek için savaşıyor. Büyük kardeş olmazsa küçüğü olur. Biri ölse bile saygınlığı kalacak, oğulları ve torunları her zaman devletlere hâkim olacaktır. Bugün Han (Çin) devleti güçlü olsa bile Hunları kendisine katamaz. Neden atalarımızın eski uygulamalarını bozarak Han (Çin) devletinin hizmetine girelim? Neden eski Çanyü’leri küçük düşürerek diğer devletlere karşı gülünç olalım? Bu şekilde huzura kavuşsak bile bütün kavimler üzerinde nasıl yeniden hâkimiyet kurabiliriz?"[2][3] sözlerini söylediği aktarılmaktadır. Çi-çi'nin bu sözleri Hunları direnişe sürmüş ve Çi‐çi kardeşini mağlup ederek Orhon Nehri civarındaki başkenti ele geçirmiştir. Bunun üzerine ülke ikiye bölünmüştür (M.Ö. 54). Ho‐han‐yeh’nin yönetimindeki Doğu Hun Devleti Çin egemenliğine girmiştir.
