yüzyıllar boyunca saçma sapan bir şekilde dışlanmış olan, zaman geçtikçe birtakım şeyler ne kadar gelişse de hala diğer insanların çekindiği, yetenekli ve ırksal olarak birbirlerine bağlı, birbirlerini kollayan, kökenimin dayandığı ırktır.
çingene mahallesinin hemen yanında oturan biri olarak söylüyorum son 4 günde 5 . eğlencelerini düzenlemektedir bu insanlar.. önceden görmüştüm düğün, nişan, sünnet ve kına gibi eğlencelerini ama işte adı üstünde çingene. boş durmaz bu insanlar, can sıkıntısı nedir bilmezler. ergenekon, demokrasi, laiklik takmazlar. mahallede evlenecek, pipisi kesilecek eleman kalmadı nerdeyse. bu sefer sadece eğlenmek için kurdular sahnelerini sokağın ortasına.
yine o muhteşem orkestrası ve şarkılarıyla bir akşamıma daha renk kattılar. balkona çıktım onları izlemeye. kanım kaynadı anında. keşke orada olsaydım ve onlarca kişinin oturarak, alkışlayarak ritim tutttuğu o ortada dans eden, hem de öyle böyle değil, tv lerdekine taş çıkartacak şekilde dans eden güzel ve zarif kızın yanında bende dans etseydim diye düşündüm. bıraksaydım bu üniversite olayını, aralarına karışabilseydim keşke. o pilav nohutlarına bende ellerimle girişseydim.
varsın olsun çalsınlar ayakkabımı, terliğimi. helali hoş olsun. onları komşularının ayakkabılarını çalacak duruma getirenler utansın bence. onlar niye utansın ki. hatta onların yerine benim utanmam lazım. ben gece ayakkabımı çalan insanı tanıdığım halde her gün aralarından geçip yoluma devam edebiliyorum. ben kendimi onların yanında güvende hissediyorum çünkü. onlar niye utansın ki. onların aralarından geçemeyenler utansın. yeter ki onlar eğlenmeye devam etsinler..
fakat ne yazik ki bu mahalleyi tüm şehirlerde olduğu gibi manisa da da yıkıyorlar, koca koca taş kalpli insan görünümün deki beton yığınlarını dikiyorlar. git gide öküzleşiyoruz be sözlük.. bizim kültürümüzdü sokaklarımız. sokak aralarında top oynayan kardeşlerimiz. apartman aralarındaki sünnetlerimiz. tekrar tekrar söylüyorum, yıkıyorlar bizim neşemizi. hemde önce parasız pulsuz bırakıp sonra 3 5 kuruş karşılığnda evlerini zorla satın alarak. bu insanlar satmasında ne yapsın kültürlerini sözlük.. onlar utanmasın ama onları böyle duruma getirenler utansın..
Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu tarafından sözlük anlamı değiştirilen cümle. cimri ve hasis yerine artık göz alıcı ve lezzetli kelimeleri kullanılacak.
"gülün tam ortasında ağlıyorum,
her akşam sokak ortasında öldükçe,
önümü arkamı bilmiyorum,
azaldığını duyup duyup karanlıkta,
beni ayakta tutan gözlerinin.
ellerini alıyorum, sabaha kadar seviyorum,
ellerin beyaz, tekrar beyaz, tekrar beyaz,
ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum,
istasyonda tren oluyor biraz,
ben bazan istasyonu bulamıyan bir adamım..
gülü alıyorum, yüzüme sürüyorum,
her nasılsa sokağa düşmüş, kolumu kanadımı kırıyorum,
bir kan oluyor, bir kıyamet,
bir çalgı ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene."
bizanslılar 1000 yıl önce benim insanlarıma athinganoi adını verdiler.
bu dokunulmaz demekti. bundan sonra her gittiğimiz ülkede insanlar bizi böyle çağırdı.zigeuner, cigani veya çingene.. bizlere dokunulmaz dediler.. korktular bizden. farklıydık.
daha yoksulduk. daha özgürdük.
ama insandık. tıpkı onlar gibi.
onlar bunun farkında değildi.
bizimle çalışmak, bizimle yaşamak, bizimle konuşmak istemediler.
atalarım, bu haksızlıklardan kurtulmak için her yolu denediler.. haykırarak baktılar insanların gözlerine; "biz çingene değiliz insanız." çingenelerin konuştuğu dillerden birinde insan rom demekti. onlarda insanlara biz romanız dediler yani sizden bir farkımız yok.
bizi kabul edin. lütfen! bugüne kadar kimse onları dinlemedi.
ben atalarım gibi umutsuzca yalvarmayacağım.
biliyorum ki gerçekten de biz farklıyız! özgür, hırçın, dayanıklı, güçlü, insancıl, ve yaratıcıyız. tarihin en barışçı insanlarıyız.
bu yüzden utanmam gerekmiyor.
ben olduğum şeyle gurur duyuyorum.
herkes bilsin!
ben bir çingeyim..
rivayete göre çingeneler, atalarının ensest ilişki neticesinde doğurmuş olduğu bir nesle dayanmaktadır. asıl vatanlarının hindistan olduğu doğrudur. sürekli göçebe oldukları için belirli bir yer ve yurtları olmamıştır ve siyasi bir varlık gösterememişlerdir. bu yönleriyle mezapotamya da yaşayan bir diğer ırk olan kurtlerle oldukça benzeşmektedirler ve ilginçtir ki göçleri sırasında mezapotamyada uzun bir süre kaldıkları gerçeği yadsınamazdır. zeugma bunun en önemli kanıtıdır.
hindistan dan başlayan serüven, acem bölgesinden mezapotamya ya, oradan trakya ya, oradan balkanlara, ve oradan da en son ispanya ya uzanır. tabi 1500 lü yılarda amerikanın keşfiyle özellikle meksika, arjantin gibi ispanyol sömürgelerinde önemli bir nüfusu oluşturuyorken, yerel halkla ve avrupadan göçeden unsurlarla soyları değişegelmiştir. günümüzde saf çingeneler ispanya, balkanlar ve türkiye de trakya bölgesinde ve ulaşım araçlarının elverdiği ölçülerde dünyanın her noktasında yaşamakta ve yaşayabilmektedirler.
geleneksel çingene müzikleri kategorizasyonunda rusya, macaristan, arnavutluk, mısır, bulgaristan, ispanya, bulgaristan ve yöresel olarak kuzey ırak a yer verilmesi coğrafik ve etnik-kültürel bir durumu doğrulamaktadır.
bu insanlar bohcacılar, çicekçiler, çalgıcılar olmaka üzere üç sülaleden gelirler içlerinde en zengin olanları çalgıcılardır ama hepsi en 'asil biziz' derler.
hayat felsefeleri; moralin bozuksa neşeli bir türkü tuttur neşen yerine geldiyse tutturduğun türküyü devam ettir.
içtenlikleri ve özbenliklerini kaybetmedikleri için taktiri hak eder. cingene demek yerine roman demeyi tercih ederim. Bu ırka mensup sınırlı sayıda tanıdıklarımın hepsi içten, sıcak kanlı, yardım sever ve neşeli kişilerdir.
ayrıca, burdan tüm romanlara "oyununa kurban beh" demek istiyorum. Oynarlarken izlemesi bile ayrı zevktir.
rom : insan manasına gelmektedir. Roman ise insanız demektir aslında bu yüzden kendilerinin diğer insanlardan farkları olmadığını vurgulamak için bu şekilde hitabedilmesini tercih ederler. değişik dillerde açılımları da mevcuttur.
çocuk yetiştirme tarzı enterasan olan topluluk. çocuk evden dışarıya emekliyerek çıkıyor, elinde selpaklarla eve ekmek getiriyor nerdeyse kendi kendine büyüyor mübarekler...
göçebe yaşayan, şu zamana kadar devlet kuramamış topluluk.
bir bebek düşününki saf olmasın. temiz yüzlü olmasın. bu çingene bebekleri de böyledir, saftır, hiç bir şeyden haberleri yoktur. yaşadıkları ortama dair hiç bir bilgileri yoktur. bilmezler bu devlette artık bir vatandaş olduğunu. farkında değiller hiç bir şey olmadıklarının bu topraklarda..
çok üzülüyorum bunlara. ne ellerinden tutan var, ne yardım eden. yaftayı yemişler bir kere. hırsız, kartoncu, muşambacı... sanki başka seçenekleri varmış gibi.
ilk başlarda insan ne olursa olsun hırsızlık yapmamalı diye düşünüyordum fakat şimdilerde öyle değil. hiç bir şekilde topluma kazandırma politikası izlenmiyor. gün geçtikçe nüfusları azalıyor. yok olmaları için devlet elinden geleni yapıyor. tüm bunlara rağmen, utanmadan, arlanmadan ortalıkta insan hakkı diye bahsediyorlar. ulan bu adam ne yapsın? çöpten ne kadar beslenebilir bir insan?
....
....
peki sen hiç lisede bir elin parmaklarını geçecek kadar çingene gördün mü? hiç üniversite de çingene gördün mü? neden diye sorası geliyor insanın... hepsi mi mal ? hepsi mi öküz liseye kadar okuyamıyorlar ? peki sen hiç yaşlı bir çingene gördün mü? 70 yaşında çingene gördün mü? yaşayamıyorlar azizim. hastalıktan genç yaşlarda ölüp gidiyorlar. hastaneye gitse herkes başından savmanın yollarını arıyor.
"hepsini yakacan bunların, pislik içinde yaşıyorlar" diye hayıflananlar var. ulan neden böyle oldu bunlar diye hiç bir insan evladı sormaz mı?
son olarak dün minibüste yaşanan olayı anlatayım.
ara durakta minibüsü durdurdu 5-6 yaşlarında 3 çocuk. ikisi erkek biri kız, ellerinde patsito (mısır cipsi) var iştahla yiyorlar. şoför de allah rızası için sanırım araca bindirdi çocukları. allah rızası için olmasa hangi insan evladı alır ki onları o araca. zaten çingeneler toplumun kanserli hücreleri değil mi?
velasıl bu üç çocuktan ikisi arka tarafa ilerledi bir tanesi de arkada boş bir yere oturdu. modern görünümlü teyzenin yanına.
bildiğin modern bir kadın. elleri ojeli, saçları sapsarı 50 yaşlarında bakımlı bir bayan. elleri altın dolu. konkende vurmuş parayı belli. bildiğin cumhuriyet kadını işte. ah şu cumhuriyet kadınları yok mu... ne kadar modernler...
... büyük iştahla patsitolarını yiyen çocuklar şakalaşıyor fakat modern teyzenin bakışınızı hayal etmenizi istiyorum.
kendi sıçtığı boka bakan bir insan düşünün, iğrenç bir varlık gördüğünde o suratını buruşturan gözlerini kısan, küfür eder gibi bakan bir insan düşünün.
modern teyzemiz o şekilde bakıyor. oturan çocuk ise patsitosunu düşürdü.. şanslı ki içinden 5-6 tane mısır cipsi düştü.
diğer ikiside yerden topladı düşenleri. üflediler, zaten pis olan üstlerine sildiler. fakat içlerinde bir temizlik hissi var. temizlikten anlamaz diye düşünmek bile bu örnekle çürütülebilir. mamafi çocuklar kendilerine göre temiz gelen cipsi yediler. yandaki modern teyzemin artık dayanamadı. "şoför bey, açın kapıyı indirin şunları. çok pis kokuyorlar, çok bağırıyor.."
tabi herkes modern değil. kimse teyzeyi desteklemedi. şoför dahil herkes yobaz çıktı. çocuğu indirmedi.
" yol karanlık.
5-6 yaşlarında bu çocukları nereye indirelim abla? " diyen şoföre ablanın yanıtı gecikmedi.
"geldikleri gibi giderler"
isa'nın çarmıha gerildiği olayda kullanılan çivileri yaptıkları için ömür boyu lanetlendiklerine inanılan ırkımsı. az yıkanmalarını sebebi de buymus meğersem. pişmanlık pişmanlık nereye kadar. yıkanın ulan!
(bkz: ağlama banyosu)
Sanilanin aksine hindistan kokenli degildirler. Cingeneler mezopotamya kokenli bir topluluktur. osmanli doneminde kale yapiminda calistirilmak uzere hindistan'dan getirildikleri yanlis bir bilgidir, akla da yatkin degildir. Ne yani koca imparatorlukta adammi kalmadi ki taaa hindistan'dan isci getiriliyor ? Cingeneler hakkinda 11. yuzyil bizans kaynaklarinda bir takim bilgiler verilmistir. Buna gore istanbul'da yasayan cingeneler surlarin disinda kara cadirlarda, toplumdan izole edilmis bir sekilde yasiyorlardi. bunun sebebi hirsizlik, fuhus vs gibi sebeblerdir. cingeneler'in mezopotamya kokenli bir topluluk olduguna en buyuk kanitlardan biri de zeugma kalintilarinda bulunan cingene kizi'dir.
calmak cingenelere mubahtir.
isa peygamber'in carmiha gerilecegi sabah, kullanilacak civilerden isa'nin kalbine cakilacak olan altin olaninin yerinde yeller estigi anlasilmis. civiyi carmihin kuruldugu tepenin etegindeki barakasinda hasir oren annesine goturen cingene cocugun nasil tanri tarafindan affedildigi sarkilarla unlemlenmistir. altin civiyi calan cocugun sarkisindan sonra hicbir cingene caldigi icin tanri tarafindan cezalandirilmamistir. gunumuzde de gazetelerin bas kosesine yerlesen hirsiz cingenelerin marifetleri cezasiz kalmaktadir. bunda sasilacak birsey goremiyorum. milyonlarca dolarlik uyusturucu trafiginin sikistigi susurlukta makam arabasini suren cingene sofor mesela. bir tek o hayatini kaybetti tum cingeneler arasinda. ya da 200 milyon dolari bir cebine, 300 milyon dolari obur cebine koyan eski miletvekili, yeni bankaci cingene isadamlarinin batirdigi bankalarin ekonominin dengesini iki gecede bozmalari da tanrinin bilgisi dahilindedir. hitler de bunlari biliyordu, ya da ongoruyordu.
yillik kacirilan verginin milyar dolara yaklastigi ulkelerde en cok vergi kaciran ilk 10 zenginin de cingene oldugu aciklanmistir, hepinizin bildigi uzere. cingeneler calar, vergi kacirir, uyusturucu satar, cunku tanri onlari bastan affetmistir. tanrinin affetmedigi cingeneler sokaklarda dilenenler, 5 milyonluk esrar satanlar, son model cep telefonlari yuruten cingene cocuklaridir.
cingeneler utopyanin onsozunde ismi gecen kavim olarak irkciligin alni muhurlu sirk hayvanlari olarak kalmaya mahkumdurlar. cunku tum onursuzlugun, tum soysuzlugun, calmanin , cirpmanin, pustlugun, ibneligin, ahlaksizligin, kacakciligin, yolsuzlugun icinden cingenelerin treni gecer.
turk, iskencesiyle, uyusturucusuyla, kadinlari dovmesi ve barbarligiyla taniniyorsa tum dunyada, cingene de kapkacciligiyla taninir. bir beyaz turkun her gittigi ulkede hakli olarak curutmeye calisacagi stereotype turk imaji varken, cingenenin de alnindaki hirsizlik murekkebi her ulkede belirgindir; hatta turkiye'de de. hadi biraz irkci olalim dersek; turk deyince akla midnight express gelir, cingene deyince cingeneler zamani, latcho drom, carmen, flamenco, camaron, kulagi kupeli yakisikli cingene tiplemesiyle johnny depp gelir. dunyanin pekcok yerinde cingeneyim demek turkum demekten daha cok sempati toplar.
bunlarin hepsi rezilcedir. yukarida yazilan onursuz cingene laflari rezildir, turklerin sadece gobekli, ibne, iskenceci polislere benzemedigini anlatmak da her defasinda insana kendisini rezil hissettirir.
hem zaten calmak cingenelere verilmis bir ayricaliktir. akilliysan kaptirma donunu.