bir aklıevvelin bir kuyuya taş atıp binlerce akıllının çıkarmayı başaramadığı, dünyanın en gereksiz yapılarından biridir. buna mukabil dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir.
yazılı tarihte bilinen tek faydası, insanların ne denli deli olabileceğini görmeye gelen turistlerin bıraktığı turizm gelirleridir.
bir aralar "uzaydan görülebilen tek insan yapıtı" derlerdi de "vay anasını" der inanırdık. arkadaş 4 gidiş 4 geliş 8 şeritli otobanları da insan yapmadı mı? adama sorarlar incecik çin seddi görülüyor da otobanlar niye görünmüyor uzaydan. genişlikse genişlik, uzunluksa uzunluk.*
Esası, çin seddi duvar değil yoldur. Ticaret yolu, yapılış amacı da bundan başka bir şey değildir. Beraberinde siyasi mesajlar verdiği doğrudur ama türklere değil, tüm göçebelere, der ki: kendinizi seviyorsanız uzak durun, kurduğum düzeni bozmaya kalkanı yakarım.
dünyanın yedi harikasından biridir. herkesin bildiği gibi bir anda yapılmamış olup, uzun zamana yayılmıştır. uzaydan görüldüğü söylenir ancak doğru değildir. yıkılmış kısımları da sayarsak uzunluğu 6 km'yi bulur.
şimdi onun 3 katını yapsalar 2 füze atar yıkarlar boş yere zahmete girmişler olsun ama sağlam olan bir yapıları olması güzel yaptığı herşey çürük oluyor genelde bu acayip insanların.
türklerin akınlarını durdurmak için yapıldığı söyleniyor. benim aklıma takılan ise bu adamlar bu seddi yaparken türkler ne yapıyordu acaba? yapımını hiç mi engellememişler acaba. yoksa haberleri mi yokmuş. gayrı çıkamadım işin içinden.
en geniş yeri 9 metre olan bir duvardır. çevresi ile aynı renktedir. çünkü çevredeki taşlardan yapılmıştır. bu durumda bunun uzaydan görünmesi demek dünydaki btün otoyolların uzaydan görünmesi demektir. zaten bu aydan görünüyormuş lafı da 1938 yılında basılan bir dergi de yer almaktadır ilk kez. daha aya gidilmeden uzaya çıkılmadan. yoksa neil armstrong "benim için küçük ama insanlık için sözünün tam ortasında -vay mını sikim bu ne yaaw" dememiştir yani. öte yandan false color radar image denen radar dalgalarının frekans yansıma boylarının farklı renklerde taranması yöntemi ile uzaydan görülebilmektedir. ama zaten öyle olunca herşey ayırdedilebilmektedir.
yapımına iö.5 nci yüzyılda başlanmış, ve is.166ncı yüzyıla kadar yapılmaya devam edilmiştir. ama yani planlar yapılmış da toplamı 2000 yıl sürmüş değildir. biraz oraya sonra vakit buldukça buraya yapıla yapıla büyümüştür. bazı kısımlarda kendi içine dönen spirallerden bile oluşur. bunların toplamı 8800 km dir ama haritada bir uçtan bir uca bakarsan 6600 kmdir. işte ek parçaları dönen kısımları kolları eklenince 8800 oluyor.
türklere karşı yapılmıştır denilmekte olsa da aslen kuzeyden gelen Xiongnu saldırılarına karşı yapılmıştır. her ne kadar Xiongnu kelimesi, hun kelimesine benzese de iki grup arasında kesinlikle aynı denilmemektedir henüz, ki denilse bile hunlar türk değildir. türkler hundur öte yandan. yani o çevrenin evrensel kümesi gibi hunlar. ama Xiongnu daha farklı en azından şimdilik ikisi de aynıdır denilmiyor. ama aralarında genetik olarak bir akrabalık bulunma ihtimal ide yok değil.
gittim, gördüm, öyle aman aman sike sürülecek yer değil. zaten yapmışlar ama bakmamışlar. taşlar yıkılmış kuleler dağılmış her ynı sarmaşık kaplamış. baktıkları yere de birleşmiş milletler biraz para vermiş de yaklaşık 50 km sine bakım yapmışlar orayı gezdiriyorlar. sağında solunda da 10 cmden 1 m ye kadar heykellerini satıyorlar. 5 dolardan 40 dolara kadar satmaya çalışıyorlar. öyle işte.
ne uzaydan görünüyor ne de türklere karşı yapılmış. bu çin seddinin çakma dalgaları hakikaten uzaydan daha iyi görünüyordur. bildiğin duvar ulan işte. israil'in utanç duvarı, berlin duvarı kadar lanet.
Özlem Altınışık'ın vokal yaptığı ankaralı grupta, Uğur Çakar ve Tunç Apatay gitar, Burak Sezgin bas, Ufuk Bulut ise davul çalmaktadır. 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen 9. Battle of the Bands yarışmasında Jüri Özel Ödülü alan grubun bu ilk albümünün ismiyse Özlem Altınışık'ın üniversiteye girdiği yıllarda her şeye evet diyen insanların psikolojisi üzerine yazdığı denemeden yola çıkılarak konulmuştur.
Cin Seddi - Her Şeye Evet Diyemem (2009)
1-Süslü
2-Tarihin En Büyük Yalanı
3-Adım Ne
4-Öğret Bana
5-Hazır mısın
6-Kumdan Kaleler
7-Hayat ve aşk
8-Kaç Para
9-Gün Doğana Dek
10-Bu Rüya
11-Benim Ruhum Cam Bir Ev
12-Her Şeye Evet Diyemem
çin seddi insanda acaip duygular yaratır. çok acaip yani. yürüyorsun yürüyorsun önüne duvar çıkıyor kilometrelerce.
o zaman yaşayanlar da geri dönmüşler işte madem duvar diye. çinlilerin göç ettiği nerede görülmüş? sonra olmuşlar çinli halbuki duvarın içinde kalanlar onlar. dışarıda kalanlar türk olmuş, bunları atmışlar siktirin lan burdan diye duvar da örmüşler. bunlar da biz de türk olup dünyayı sarsalım da görün demişler. bizim salaklar da korkudan ördüler zannediyorlar. ne korkusu lan? gelmeyin istemiyoruz çok olduk burada demişler. pirinç mi yeter? bunlar çiftçi de değil tembeller hem. pirinç bitmesin diye kaşık bile kullanmamış adamlar o kadar sefillik, anla yani. öbürleri ne yapmış? kılıç yapmış. lan kılıcı mı yiyeceksin? "biz bu duvarın ötesine geçeriz ulan!" demişler, sanki içerisi daha ferah. bir şey de yok çorak. salaklar sanmışlar ki manyak olacağız. oysa çinlilerin çocukları açlıktan kilimleri kemiriyormuş. onlar da çağlar boyu aç millet kalabalıktan. set yaparsan öle olur tabi, giren çıkamaz, çıkan giremez. çıkmak daha zor girmekten zaten. bir kişi girse belli olmaz kalabalıkta. çıkınca anlaşılır "lan nerde bu tarlanın çiftçisi" diye gidip yakalarlar. öyle öyle bir buçuk milyar olmuşlar. yoksa sevişmekle olsa çinliler alemin en neşeli milleti olurdu, onla alakası yoktur yani.
zaten çinlilerin hepsi kısa boylu besin yetersizliğinden. öyle pirinçle hayat mı geçer? mesela japonlar da adada takılmış yüz on milyon olmuşlar. işte ancak pirinç var bir de artık balık yetiştiriyorlar pirinç tarlalarında. akıllanmaya ancak başladılar o yüzden, dünyanın en çok balık yetiştiren ülkesi oldular. o zamandan beri de ekonomi düzeldi, amerikalılar japonlarla kapışıyorlar. pirincin yanında balık yeyince iyi oldu.
bir biz bulamadık bir şey. hala bok yiyoruz a.q. bir de yoğurt var yersen. onu harbiden bulduk ama yanlışlıkla. biri sütünü unuttu karanlıkta başka biri de buldu. sen tut sütü unut mayalansın, ne o yoğurdu bulduk. bir setimiz olsa böyle mi olurduk? ama durmuyorlar ki bir yerde set yapsınlar. ancak tepelere kale yapmış, onu da roma'dan görmüş. her kentte her tepede bir kale var lan! yemeği dışarda pişiriyorlar orta çağ yazlık sefası sanki. hep asker mantığı, kale içi kale dışı falan. neymiş halk görmesin. lan napıyorsunuz orada erkek erkeğe de halk görmesin? tabi feodal beylerin haremi var kalede. dışarı çıkınca kaleden elhamdülillah müslümanız. namus iffet lazım insana. hatunların en güzelini kaçırmak için örgüt kurmuş osmanlı düşün yani. akıncılarmış adı da. ne yapıyor onlar? 50 kişilik ordu mu olur? hayır, ortada daha savaş yok bunları öyle yolluyorlar ne var ne yok bir bak diye. sonra da hatun ne oluyor deyince bahane de hazır; "sultan sikecek kraliçe gibi yaşayacaksın, daha ne istiyorsun? belki oğlun da padişah olacak." hadi ya iyiymiş o zaman. sonra da diyorlar ki neymiş efendim osmanlıyı kadın entrikaları göçertmiş. göçertir tabi öyle abaza siyaseti güdersen a.q.
okuduğum bir roman vardı eskiden kızıl tuğ isimli. bu çinlileri kötülüyor kitap arada. adamlar görüşme için heyet gönderiyormuş, 50 tane kadın var heyette, afyon da cabası. bizim karizmatik komutan kafa oluyor bir güzel, ruhunu çalıyorlar adamın. o yüzden pek çin seferi olmazmış türklerde. işte korku budur, korkuyorlar. fethedince kayboluyorlar içinde. diyelim ki fethettin de ne yapacaksın şimdi? bir yıl sonra çinli oluyor adam afyon çekmekten. kültür zaten yok, adam barbar görmemiş. çekik göz falanlar ama çinli/japon kadın seksin püf noktaları ve erkeğin egosal zayıflıkları hakkında özel ders alarak büyüyor a.q. baş etmek imkansız. tao var yani olayın özüne inmiş mesela. bir de bu kültürlü fahişeleri var onların, bilinçaltından ele geçiriyor adamı. geyşalık tamamen çinlilerden çalınma mesela. hatta seksten tiksinsin erkek diye bembeyaz makyaj yapıyorlar. hizmet sohbet derken adam unutuyor kendini, sorgulamaya başlıyor yaşamı. gitti tabi o anda artık hükümdarlık. sorgulayan adamdan kral mı olur? başlıyor hemen taht kavgası. sonra şaşırıyor türkler "lan biz çin'i fethetmeye gitmemiş miydik? barış elçileri falan yolladılar, ne oldu böyle bölündük?" diyor. yapacak bir şey yok yani, önceden yapacaktın seti şimdi ağla dur nafile.