bugün

Yıllar yıllar önce Küçükçekmece'de bir baklava dükkanının önünden geçiyordum, aslında geçmiştim de fakat Nasıl oldu bilmem aniden durdum ayaklarım geri geri gitti bir anda kendimi dükkanın içinde buldum.

Hani vücudu beynin komuta etmediği anlarda motor davranışlar kontrolü ele alır ya aynen öyle.

Bir baklavacıya göre gayet küçük bu dükkanda gözlerim mutfak kapısını aradı. Bakışlarımdan kafamdan geçenleri anlamış olacak ki neredeyse bir kuyumcu gibi dizayn edilmiş bu daracık yerde kafasında astsubayların tören kepi kesimli beyaz tatlıcı şapkası olan tezgahtar "imalatı bir arka sokakta yapıyoruz beyfendi, dilerseniz ziyaret edebilirsiniz" demesiyle kendime geldim.

Işıl Işıl camekan altında çeşit çeşit baklavaları seyrederken aniden çikolatalı baklavaya kitlendim.

Çikolatalı baklava evet?

Standart olarak kare değil de isminin hakkını verecek şekilde baklava dilimi kesilmişti. Açıktaki dilimlerin kenarından bakınca ev baklavası usulü görece kalın yufkaların arasında bir çikolata katmanı, öğütülmüş iç fındık ve nihayet baklavanın üstünde de bir çikolata sosu arz-ı endam ediyordu.

Mal bulmuş mağribi edasıyla ağzımı ayırıp "aaaaa çikolatalı mı o diyebildim"

Tezgahtar şeffaf eldivenle iki ucu sivri bir kürdanı bir dilime batırıp "buyrun" dedi.

Bir müptezel heycanıyle bu lezzeti dudaklarıma götürürken önce o bilindik kakao kokusunu derin bir fırt burnuma çektim.

Allah, yarebbi o ne müthiş bir duyguydu.

Sanki kürre-i arz ayaklarımın altından çekildi.

Ancak bu hissiyat birazdan hissedeceklerim yanında sanki güzel bir kadının tül perde arkasındaki silüetine bakıp mest olmak gibiymiş meğer.

Hemen yarım bir ısrık aldım bu lezzetten. Üst kısımdaki yufkalar gayet ince açıldığından mütevellit çıtırdayarak dağıldı.

Alt kısımdaki yufkalar ev baklavası usulü görece daha kalın açılmıştı. Çok sevdim böyle olmasını. Tezgahtarın dediğine göre özellikle bu şekilde yaptıkları birşeymiş.

Daha sonra o aradaki çikolata sosu damağa yayıldı. Tepsiye bakarken farkedememiştim gerçi ama yer yer hissettiğim damla çikolata bu lezzete farklı bir boyut kattı.

Ancak esas bulutların üzerine çıkartan tat iç fındığın çikolatayla beraber karışıp neredeyse fenafillaha erişmiş bir mürşit saadeti verdiği o müstesna andı.

O günden sonra bir dergahın müridi gibi bağlandım o küçük yere.

Hemen hemen hergün fıstıklı sarmalar, şöbiyetler, bülbül yuvaları, kaymaklı bilmem neler tecrübe ediyor ama istisnasıZ her farklı deneyimden sonra karısını aldatmış bir günahkar edasıyla kendimi çikolatalı baklavada temize çekiyordum.

Şimdi o kutlu yerden çok uzakta, bu baklava diyarında, ayıntap'ta, kutsal topraklarda dergahını özleyen bir saf mürid gibi iç çekiyorum.

Heyhat! Ya bir dilim o baklavadan olaydı yarebbi.