ruh haline, karnının açlığına tokluğuna göre değişir aslında. ikisinden birinin tercih etmek çok zor. tam tadında hatta birazcık fazla güzel yemek yemişin, üstüne kahve iyi gider. öğlen yada beş çayın zamanında bisküvi vs. gibi tatlı yanında ise tabiki çay.
Yaş ilerledikçe sanırım çaya doğru dönüyorum.çocukkken yengelerim demlik demlik içerlerdi.lan nasıl içiyorlar derdim.sonra gençlik zamanlarımda kahveciydim.fincan fincan kahve içerdim.şimdi bazen proje felan çizerken akşamları kahve yetişmez oldu vıcüduma .çay bir demlik anca kesiyor artık.velhasıl kelam çaycıyım.
Yurtta kalırken bir sabah kahvaltıya gittim. Çay dolduruyorum kendime. Çocuğun biri geldi.
-çay mı alıyorsun? Çay nedir ya? Alıştığınızdan içiyorsunuz. Esas olan kahvedir, dedi. Elimdeki çayı suratına serptim. Yandı yüzü, hayatı kaydı çocuğun.
Desem yalan olur. Gülümsedim ve yoluma devam ettim.
Yani boş yapmaya gerek yok. ikisi de güzel işte içiyoruz. Her şeye anlam yüklenmez.
Sabahları 10 numara kahvaltı ile ÇAY
Sabahları geceden kalıp iyi uyunamadıysa uyanmak için Kahve(nescafe/ filtre kahve) fark yapmaz.
Amma velakin ikisinin sonunda sade/ az şekerli TÜRK KAHVESi.
Demem odur ki ayrıştırmayın hiç bir şeyi, her bir şey yerinde ve zamanında güzeldir
yerine göre değişir. örneğin çok çay içebilirim ama 2 bardak kahve içemem rahatsız eder. psikolojik mi bilmiyorum ama yemekten sonra çay içtiğimde şişkinlik azalmış oluyor. tam tersi kahve içtiğimde midem alt üst oluyor.
kalkar kalkmaz, bu da nasıl lafsa kararsız kalkacak mı kalkmayacak mı şimdi, neyse konu bu değil kahve kalkar kalkmaz içilir.. sonra mesai bitiminden hemen önce içilir..
çayı da aralara serpiştirirsin..
ikisi de olmadan olmaz.
ama gözünü açıp dünyayı kabullenme aşamasını kahveyle aştığım için bi tık önde.. kafein oranı da daha fazla olunca uyanma eylemini kolaylaştırıyor.
