çalın davulları

    .
  1. selanik türküsüdür. eh göz yaşartıcı bomba denebilir.
    8 ...
  2. 34.
  3. bülbül'ün altın kafeste, selanik türküsü, iki keklik (elazığ)

    bu 3 türkü ayrı bi güzeldir bana göre.

    bar disco takılıcam diye insanlar özünü unutuyor. yazık.

    tsm, thm yok oldu olacak.
    6 ...
  4. 36.
  5. Tolga Çandar' ın tok ve davudi sesinden dinlendiğinde, ürperten, göz dolduran, defalarca dinlenmek istenen ege türküsüdür.
    Ağıt havası vardır.
    4 ...
  6. 39.
  7. Her dinlendiğinde, hele de Tolga Çandar gibi tok ve davudi bir sesten dinliyorsanız, göğsünüze bufalo oturmasına neden olan türküdür.
    Buram buram hüzün ve ölüm kokar.
    4 ...
  8. 42.
  9. Yaklaşık 3 saattir üst komşumun aralıksız bir şekilde çalıp söylediği türküdür. Çok severim bu türküyü ama bunlar türküye küstürecek kıvamdalar.
    3 ...
  10. 35.
  11. 26.
  12. öyküsünü okuduğumdan beri bana daha bir hüzünlü gelen selanik türküsü. yarini görememiş, sesini duyamamış, kavuşmak için gün saymış ve nihayet gelin olacağı vakit salgın yüzünden koleraya tutulmuş bir kızın ağıdı.
    insan o zamanlardaki 'sevda' idiyse bu zamanlardaki nedir diye sorguluyor. ölüm döşeğinde dahi:

    --spoiler--
    al başımdan bu sevdayı götür yare ver...
    --spoiler--

    muammer korkmaz'ın berrak sesine yakıştığını düşünüyorum.
    http://fizy.com/song/muam...llari-caydan-asagi/3ye7hu

    --spoiler--
    selanik, selanik viran olasın
    taşını topracığını seller al(a)sın
    sen de benim gibi yarsız kalasın
    --spoiler--
    3 ...
  13. 30.
  14. çalın davulları çaydan aşağıya amman
    mezarımı kazın dostlar belden aşağıya
    koyun sularımı kazan dolunca amman
    aman ölüm zalim ölüm
    üç gün ara ver
    al başımdan bu sevdayı
    götür yare ver
    selanik içinde selam okunur
    selamin sedası dostlar cana dokunur
    aman ölüm zalim ölüm
    üç gün ara ver
    al başımdan bu sevdayı
    götür yare ver.
    3 ...
  15. 47.
  16. Rüstem Ağa Selanik çarşısında kumaş satan ve etrafında sevilip sayılan bir esnaftır. Bir gün dükkanına çevre köylerin birinden Mehmet adında bir genç gelir alış veriş için, kumaşlara bakarken Rüstem Ağa’yla da sohbet ederler. Aslında Mehmet Selanik’e iş aramak için gelmiştir ve Rüstem Ağa’nın da gözü Mehmet’i tutunca dükkanda çalışmaya başlar. Hem işi çabuk öğrenir hem de Rüstem Ağa’nın güvenini kazanır. Gel zaman, git zaman Mehmet Rüstem Ağa’nın kızı Fitnat’a gönlünü kaptırır, aileler de uygun görünce düğün hazırlıkları başlar.

    O sırada Selanik’te kolera salgını başlar ve hastalık halkı kırıp geçirir. Düğüne bir hafta kala Fitnat yataklara düşer, kolera onu da bulmuştur, günden güne sararıp solan Fitnat yakında öleceğini bildiğinden içindeki acıyı, duyguları türküye döker ve düğününe üç gün kala ölür… Mehmet çok sevdiği Fitnat’ın mezarını kendi kazar ve onun yarım bıraktığı türküyü de içini yakan acıyı haykırarak tamamlar.

    Atatürk’ün en sevdiği türkülerden biridir.
    3 ...
  17. 38.
  18. içimi yakan türküdür neredeyse kötü yorumlayan yok. Macırların çektiği çileler geliyor aklıma alakasız da olsa.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük