Ziya Paşa, doğum adıyla Abdülhamid Ziyâeddin, Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şair. Osmanlı imparatorluğu'nda 19'uncu yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisidir ve Tanzimat edebiyatının en fazla eser veren yazarlarındandır.
"Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz,
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..." gibi eşsiz dizeleriyle edebî dünyamızda derin izler bırakan büyük Türk şairi ve düşünürü...
"Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz,
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..." gibi eşsiz dizeleriyle edebî dünyamızda derin izler bırakan büyük Türk şairi ve düşünürü...
Ziya Paşa olarak bilinen Osmanlı Dönemi’nin önemli devlet adamı ve edebiyatçısı Abdülhamid Ziyaeddin, 1825 istanbul doğumludur. Eğitimine Kandilli’de başlayıp, Süleymaniye’de Mekteb-i Ulum Edebiye’de devam etmiş, okul dışında Arapça ve Farsça öğrenerek kendini geliştirmiştir.
ilk görevi, Sadaret Mektub-i Kalemin’de katipliktir. Gelişen Arapça ve Farsçası ile dönemin önemli edebiyatçılarının toplantılar düzenlediği, Lebib Efendi Konağı’na giderek, şiir becerisini de ilerleten ziya paşa, dönemin Sadrazamı Mustafa Reşit Paşa tarafından, şiir ve katiplik yetenekleri sebebiyle, Mabeyn Katipliği görevine layık görülmüştür.
Şiir ve inşa makalesinde halk edebiyatını savunurken harabat adlı eserinde divan edebiyatını övüp halk edebiyatını küçümsemiştir. yani kendi içinde çelişkiye düşmüştür. harabat eserine eleştiri olarak namık kemal ise tahribi harabat'ı yazmıştır.
(şiir ve inşa) makalesiyle divan edebiyatını yeren halk edebiyatını ise öven, daha sonra ise (harabat) adlı eserinde bunun tam tersini savunan, bu nedenden dolayı namık kemal'in (tahrib-i harabat) adlı eleştirisine maruz kalan doğu ve batı kültürünün etkileri arasında sıkışıp kalan ancak batı yönü ağır basan mason olduğu iddia edilen 1.dönem tanzimat şairidir.
(bkz: )http://www.mason.org.tr/ türkiye'deki ünlü masonlar eklentisindeki sanatçılar kısmını inceleyin
1868'de yayınladığı şiir ve inşa adlı makalesinde divan edebiyatı'nı yerden yere vurarak, şiirde halk edebiyatını ve sadeleşmeyi savunduktan tam altı yıl sonra harabat adlı makalesinde : " divan edebiyatı candır , sadeleşme falan bunlar boş işler " minvalinde sözler söyleyen tanzimat dönemi edebiyatçısı.
nasıl bir 6 yıl geçirdiyse artık, vardır bir bildiği paşamızın. lakin namık kemal öyle düşünmüyor olacak ki, tahrib-i harabat adlı bir kapak takmış bu amcaya.