harika bir politik şiir örneği. elbette şair fikir suçundan filan zindana atılmış olabilir, ancak insan mektubuna 'temiz çamaşır, iki paket sigara getir' gibi bir şeyler de ekler gibime geliyor. *
zindanları bundan daha iyi anlatan bir cümle olabilir mi..şefkat,belirsizlik,tragedya,umut,ama asla umutsuzluk değil,belki karamsarlık..dücane cündioğlu'nun ifadesiyle "umut,karamsar olanın hakkı"...
aman allah'ım bir insan kelimelere nasıl böyle hükmedebilir, nasıl harflerde bir yağlı boya tablo oluşturabilir.Necip fazıl'a neden şairlerin sultanı dendiği sadece bu şiirle bile anlaşılabilir.Tek hecesine harfine virgülüne kadar insana duygu zerkeden kusursuz bir şiirdir.Bu şiiri begenmeyen ancak ruhsuz bir beden olabilir.
--spoiler--
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
bir zamanlar(ibrahim sadri kliplerinin kral tv'de oynadığı zamanlar) meşhur olmak adına şimdilerin hızlı başbakanı, ileri demokrasi sevdalısı tarafından da okunmuş ve fakat yazık ki tutmamış şiirdir.
ah ulan keşke vaktinde albüm satışları iyi olsaydı da böyle bir ajdar anık kılıklı, ülke yöneterek şöhret kovalama derdine girişmeseydi diyorum eş-dost toplantılarındaki siyaset konuşmalarımızda. kamuya açık yerde söylenirse, kişinin başını belaya sokar mı bilinmez tabi...
zindan iki hece. mehmed'im lafta!
baba katiliyle baban bir safta!
bir de geri adam, boynunda yafta...
halimi düşünüp yanma mehmed'im!
kavuşmak mı?.. belki... daha ölmedim!
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Köpük köpük, duman duman erisin!
bu kısımdan etkilenmek için zindana düşmeye bile gerek yok. bir yerde beklemek zorundaysan, güya özgür olsan da aslında özgür değilsen ve zamanın geçmesini bekliyorsan, gerçekten de özgür olsan bile yapılacak bir işin yoksa ve zamanın geçmesini bekliyorsan, zamanın geçmesini bekliyorsan ama ne kadar zaman geçmesi gerektiğini dahi bilmiyorsan ve önüne de bir bardak çay koyduysan defalarca başa sarar dinlersin şu beş mısrayı.
Necip Fazıl Kısakürek üstadımızın oğlu mehmede yazdığı şiirdir. Necip Fazıl gibi bir üstadın bu şiiri Recep Tayyip Erdoğan'ın sesinden dinlemek mükemmeldir.
mektup edebiyatının nadide örneklerinden biri. zindanı bu kadar güzel anlatacak başka bir şiir yoktur.
neceip fazıl'ın öğrencileri, sevenleri bu şiirin oğlunun üstünden gençliğe yazıldığını, oğlunun sahiplenmemesi gerektiğini hr fırsatta söylerler, oğlu tam aksini söylesede.