taksim'de barcelona'nın köşesinden dönüp sefa nargile 'den biraz üstte olan mekan. harbiden içi zindan gibi. nişanlarda, özel günlerde mekan olarak seçilmekte ayrıca.
insanları içine kitleyip,onların sabrının sınır noktasının maksimuma çıktıgı,dört duvarla çevrelenmiş mekan.farklı şekillerde yorumlanabilir. her insanın kendi duvarlarının oluşturduğu ,bunalma hallerinde oraya çekilip tarihle yenilenen ve aynı zamanda eskiyen acılarını üstüne bir giysi gibi giyindiği odası.
--spoiler-- zindan... iki hece. mehmed'im lafta!
baba katiliyle baban bir safta!
bir de geri adam, boynunda yafta...
halimi düşünüp yanma mehmed'im!
kavuşmak mi?.. belki... daha ölmedim!
--spoiler--
(bkz: zindandan mehmed'e mektup)
Apo imralıya tıkıldığı gün doğan bir kız evladının adı.
Ailesi bı kız cağızın saçlarını hiç kestirmemiş. Kendisi bu gün 12 yaşında.
12 senedir, tuttuğu yas yüzünden hiç kesilmeyen saçları artık dizlerine kadar gelmiş.
Aileside avukatlar aracılığı ile imralıya haber göndermişler. imralıdan kesebilir diye izin çıkınca saçları kesilmiş.
Zindan bu gün 12 yaşında ve muhtemelen ilgi odağı için durumun farkında değildir.
idelojik duvarlarla örülmüş bir zindan kurmuş ailesi daha yeni doğmuş bir bebeğe. Bir sabiye yas tutturmuşlar. Adınıda zindan koymuşlar.
"(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir... Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı... Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı.(Yusuf Suresi, 33-35) "
Ceza'nın gerçekleştiği alan! Evet, bir zindan yapısı itibariyle cezanın varolma halini başka bir insanın ruhunda, fikrinde asalak gibi yapışarak gerçekleştirdiği yerdir. Zindan bir anlamda işlenen cürmün sonucu olarak da görülebilir, doğrudur da! Lâkin günümüzde masumiyetin bir suç hali olarak görülmesiyle cezanın bizzat kendisi genelleştirilmiştir. Bu da insanın kendisini bir zindana dönüştürmüştür. Bu durumda bizler artık cezanın, cellatları değil, kendi hayatlarımızın duvarlarıyız!