bugün

son dönemlerinde, mezopotamya yöneticilerinin ülkenin kötü gidişine dur demek için, kat kat kiraya vermeye başladıkları kil tabletlerden tespit edilmiştir. *
sümerler tanrılarının yüksekte olduğunu düşündüklerinden tapınak olarak ziggurat adı verilen yüksek kuleler yapmışlardır. bu tapınakların en üst katından tanrılarını gözlemlemişler böylece ilk astronomi çalışmalarını başlatmışlardır.
war craft III oyununda undeath ırkının populasyonunu artırmak için yapılması gereken mimari yapı.
Mezopotamya kültüründe görülen tapınak...Kat kat ğöğe dogru yükseliyor basamaklarla her basamak tanrılarına bir adım daha yaklaşmayı simgeliyor..En üst katında tapınılan sunak olan ve aynı zamanda gök bilimi incelemeleride yapılan kuleler.
üst katları gözlem amaçlı, alt katları ise kiler vesair olarak kullanılan yapılar.
Rock A da performansıyla göz dolduran Gotik Metal gurubu.

--spoiler--
http://myspace.com/zigguratband
--spoiler--
eski mezapotamya' da bir çok kattan meydana gelen kule biçimindeki tapınak.
sümer mimarisinin simgesi haline gelen, basamaklı piramit biçiminde tapınak kulesi.
“Çeşmek Be-zen Sitare
Ezmen Mekon Kanare”

Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare
Dün oturup hesap ettim
Sen doğduğun zaman
Ben bir askeri mektepte talebeymişim
Sen bilmezsin Sitare
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu
Her akşam dokuzda yat borusu çalardı
Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı
Bir derin uykuya atardım kendimi
Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı
Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Seninle konuşurken Sitare
Aklıma yıldızlar dökülüyor
Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde
Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan
Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım
Gözlerine baktığım zaman Sitare
Bütün çöllere ay doğuyor
Yoldaş ediyorum kendime imrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var
Bıçak ağzı gibi bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan
Kuzeyden güneye
Güneyden kuzeye
Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde
Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri
Hiç aldırmadan benim esmer sevdama
Geviş getiriyorlar ufka bakarak
Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum
Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum
“Ah minel aşk-ı ve halatihi..”
Çok eski bir gerçektir bu biliyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz
Ve ikimizde ıslanıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitare
Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı
Ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
“güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var” diyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
-dilaver cebeci-
canlı performansı insanı müzikten soğutacak kadar berbat olan izmirli grup.

http://www.youtube.com/watch?v=O0MfBLMxGXk&feature=related
90da kurulan izmirli grup. son yaptıkları işler şaşırtıcı şekilde iyi. 2009da burning adlı parçanın klibini yayınladılar. şimdide Curse adlı parçanın klibi yoldaymış. set fotoğrafları vs. sağlam bir klibin yolda olduğu yönünde. yeni kayıtlarıda bir hayli profesyonel, eski halleri yok artık bambaşka bir grup olmuş çıkmışlar.
şiddet ile tavsiye edilir..

http://www.youtube.com/watch?v=BrKqo8uwzrI

buda kamera arkasıymış.
http://www.youtube.com/watch?v=-XROiSau3Vo
"Curse" adlı parçalarının yeni kliplerini yayınlamışlar 12.11.11 tarihinde. gerçekten süper bi iş olmuş.

http://www.youtube.com/watch?v=bc1BGIn_A7Q&feature=channel_video_title

yukardaki linkten izlenebilir.
türkiyede böyle işlerin olması gururlandırıyor doğrusu..
http://www.youtube.com/watch?v=bc1BGIn_A7Q&feature=channel_video_title
ortaçağ kiliselerinin üstlendiği rolü, ilk çağlarda ele almışlardır. tıpkı kilisenin yaptığını benzer halde; hasatın sirkülasyonunu sağlamış, fakirlerin doyurulmasına katkıda bulunmuşlardır. sosyal devlet anlayışına binaen, burada çeşitli işlerde çalışacak meslek erbaplarını maharetlerine göre işlere atamışlardır.
(Akatça ziqqurrat, zaqā "yükselmiş yere kurmak") eski Mezopotamya vadisinde ve iran'da terası bulunan piramitlere benzeyen tapınak kulesidir.

Zigguratlar eski Mezopotamya'da Sümerlerde,Babillerde ve Asurlarda bir çeşit tapınaktır.En eski ziggurat örnekleri basit yükselti platformları iken Ubaid döneminde M.Ö 4000'li yıllara aitti.En sonuncusu da M.Ö 6.yüzyıldadır.Piramitlerin aksine zigguratların üstü düzdür.Basamaklı piramit tarzı ilk krallık dönemleri sonunda olmuştur.Dikdörtgen,oval ya da kare platformlar üzerinde kurulan zigguratların pramitsel tasarımı mevcuttu.Güneşte ısıtılmış tuğlalar zigguratların dışındaki görüntüsünü yaratmıştır.Bu tuğlalar genelde astrolojik anlamlarından dolayı değişik renklere sahipti.Kat sayısı 2 ila 7 arasındaydı ve tepesinde ya bir tapınak ya da türbe bulunurdu. Türbeye ulaşmak için bir tarafında rampalar yapılır ve bu rampa en aşağısından en yükseğine kadar uzanırdı.Tanınmış örnekleri arasında Nasiriye'da bulunan Büyük Ur Zigguradı bulunur.

Mezopotamya zigguratları sadece halkın ibadet ettiği ya da seremoni yaptığı yerler değildi.Bu yerlerde tanrıların bulunduğuna inanılırdı.Zigguratlar sayesinde tanrıların insanlara yakın olduğuna inanılırdı.Her şehirin kendi tanrısı mevcuttu.Sadece rahipler zigguratın içerisindeki odalara girebilirdi ve onların sorumluluğu altında tanrıların gereksinimleri karşılanırdı.Bu vesile ile, zigguratların içerisinde tanrılarla yüzyüze karşılaştıklarını ve diyalog kurabildiklerini iddia eden rahipler böylece Sümer halkının en güçlü üyelerinden olmuştur.

Bilinen 32 ziggurat vardır. Bunlardan 4'ü iran'da,gerisi Irak'tadır.En son keşfedilen ziggurat iran'ın merkezi Tepe Sialk'da bulunmuştur.

Günümüzde eski halini en iyi koruyan zigguratlardan biri de iran'ın batısında Koka Zanbil'dedir;iran-Irak Savaşında birçok arkeolojik yer yokolsa da burası ayakta kalmıştır.Tepe Sialk ise günümüzde mevcut olan en eski ziggurat olduğu tahmin edilmektedir ve M.Ö 3000'li yıllardan kalmaktadır.Ziggurat tasarımları basit bir tepe üzerine oturulmuş mimariden,matematiği ve inşaatın mucizesine kadar ulaşabilen birçok çeşittedir.

Basit bir ziggurata örnek,Sümerler döneminden kalan Uruk'daki Beyaz Tapınak'dır.Ziggurat kendiliğinden Beyaz Tapınağın bulunduğu yerdir.Amacı da ne kadar gökyüzüne yakın olursa,tanrılara ulaşımın o kadar kolay olduğuna inanılırdı.

Bilinen en büyük ziggurat ise,Babil'den kalma Marduk zigguratıdır (ya da Etemenanki). Ne yazık ki, bu tapınağın tabanından bile kalıntısı fazla kalmamıştır,ancak arkeolojik araştırmalar ve tarihsel kayıtlar sayesinde bu zigguratın renkli 7 katlı,ve tepesinde de dev bir tapınaığın bulunduğu gösterir.Tapınağının renginin indigo (mora yakın) olduğu düşünülmekte,ve en üst katlarda da bu renk kullanılmaktadır. Tapınağın üstüne giden 3 merdivenin bulunduğu bilinir,ve bunlardan ikisi zigguratın yarısına kadar ulaşır.

Bu zigguratın diğer ismi Etemenanki,Sümerce'de "Cennet ve Dünya'nın kuruluşu" manasına gelir. Hammurabi tarafından inşa edildiğine inanılır,ve bu zigguratın içinde bulunanlar bundan daha önce bulunan zigguratlarda da bulunur.En üst katı 15 metre uzunluğunda tuğla gelişimiyle Kral Nabukadnezzar tarafından yapılmıştır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ziggurat
mezopotamya uygarlıklarından sümer, babil ve asurlular tarafından inşa edilen ve tapınak, okul, gözlemevi gibi amaçlarla kullanılan piramite benzer yapılardır. zigguratların üst katmanı ibadethane, alt katmanı ise ambar olarak kullanılmıştır.

zigguratlardaki ambar bölümlerinde yer alan ürünlerin sayımı ve adlarının belirtilmesi için kullanılan semboller daha sonra yazının bulunmasına da yol açmıştır.