(bkz: o meu pe de laranja lima)
çektiği acılar içinde yaşam sevincini yitirmemeye çalışan , küçücük yaşında acıyı keşfetmiş haylaz ama altın yürekli bir çocuğun hikayesidir. herkesin bir kurgusal çocuğu vardır, zeze de benim çocuğum.
hikayesi hassas ruhları ağlatacak türdendir. daha ilk başlardan itibaren zezenin ailesinden yediği dayaklar, hayal kırıklıkları, yokluk içindeki ailesinin hayata olan hınçlarını ondan çıkarması, minik zezenin her fırsatta gözlerinden süzülen yaşları hissettikçe içinize işler.
Belli yaş üzeri bekar erkeklerin tanımaması gereken dünyalar tatlısı kahraman. Çünkü insan belli bir yaştan sonra bu çocuğu tanırsa evlenmeye, çocuk sahibi olmaya ve baba olmaya korkuyor.
mangaratiba isimli banliyö trenini bekleyip, altında ezilen arkadaşı için "kaatiiilllllllllll" diye bağırmış kahraman. kitapta en çok aklımda yer eden ve mühayyilemi süsleyen sahnedir.
babası olarak gördüğü MANUEL VOLODERES ölünce zézé ile birlikte ağlamanızın muhtemel olabileceği, sizi çocukluğunuza götürecek, sizi kucağınıza alan seven bir babanın sizin için de bir özlem olduğunu hatırlatacak,böyle sevgi dolu zeki çok duygusal ve hayal perest bir çocuğunuzun olabilmesi için herşeyi verebileceğinizi düşünmenizi sağlıyacak bir karakterdir.
(bkz: kendime evlat edindiğim karakter.)
(bkz: özledim mi açar açar okurum)
(bkz: hem gülerim hem ağlarım..)
(bkz: göz yaşlarından sayfaları buruşan kitap)
şeker portakalı adlı dizi kitabın baş kahramanı. her okuduğumuzda insanın içini kıpırdatan gözlerini dolduran sevimli çocuk.
zamanında harry potter'dan daha popüler olan neredeyse sezercik kadar ünlü bu yavrucak, şimdilerde evlenmiş, oto sanayi sektöründe bir man kamyon servisinde kaportacı olarak çalışmakta, üç çocuğu, hanımı, bir kaç tavuk ve portakal ağacıyla birlikte ismini veremeyeceğim bir kıyı kentinde gayet mütevazi bir hayat sürmektedir.