arto tunçboyacıyan'ın - le voyage en armenie isimli albümünde yayınlanmış "zetuni zar" bestesine, selim oğur'un yazdığı sözlerle ortaya çıkmış can yakıcı bir şarkı.
müziğin tınısına yazılan sözler öyle denk gelmiş ki, etkisi altında kalmamak mümkün değil...
henüz dinlemediyseniz buradan buyrun;
ah orda mısın sevgilim hala
asırlık zeytin ağacının altında
dudakların kırmızı gözlerin kahve mi
yıllar senden de çaldı mı yoksa bir şeyleri
çizgiler yüzümde aşkın hala kalbimde
bu halim yıllar var ki hep böyle
mühürlendiğim resmin elimde
aslında ben de hep kaybettim senden sonra
paramparça hatıran aklımda
senden daha mutsuzum aslında
gözüne kana kana bakamadım da
içim kan revan hala
göğsüme başını bastırıp saatlerce
uyumak vardı ya
halim yok mecalim de
sensizlikte takatim de
bir rüzgar seni savursa
kapım çalsa ve sen karşımda!
akdeniz ikliminin ve bitki örtüsünün en tipik ağaçlarındandır; zeytin yetiştiriciliği günümüzden 5000 yıl önce başlamıştır. kışın yapraklarını dökmez. zeytin yabanisine delice adı verilir; delicenin meyveleri daha küçük olur.
bir sene büyük ve az, bir sene küçük ve bol zeytin verir. hemen bu bilgi kesinlikle doğrudur deyip bütün paranızı bu konu ile ilgili bir bahse yatırmayın. ben sadece 2 zeytin ağacı gözlemleyip yazdım bu bilgiyi.
yani kimi zeytin ağaçları vardır, aykırıdır, delişmendir her sene portakal gibi verir. kimi piçtir vere vere bir tane verir. onun da sapını demirden yapar koparttırmaz.
muhammet arkadaşımızın da dediği gibi zeytine güven olmaz.
ağaçlar toplanmış, krallarını seçmeye karar vermişler ;teklifi zeytin ağacına götürmüşler.
demişler ki : sen bizim kralımız ol.
zeytin ağacı onlara:benim insanların hayran olduğu yağım ve meyvelerim var, şimdi tüm bunları bırakıp ağaçlar arasında eğlenmeye mi geleyim ? demiş.
işte böyle anekdotlara konu olan güzel bir ağaç.
hangi tarihte akdeniz bölgesinde yetişmeye başladığı tam olarak bilinmemekle birlikte çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından kutsal sayılmıştır.
homeros'un eserlerinde, eski mısır papürüslerinde adı sıkça geçmiştir.ayrıca üç kutsal kitap da yani tevrat,incil ve kuran-ı kerim'de saflığın, zenginliğin ,barışın, gücün, sağlığın, güzelliğin sembolü olarak tanımlanmıştır.
efsanelere konu olan zeytin ağacı tanrının insanlara armağanı olarak kabul edilmiştir.
çocukluk bolca bulundukları yerde geçmişse, her daim kendileriyle hemhal olunmuşsa taşıdığı anlam başkadır. kendine özgü karaktere, şahsiyete haizdir. arkadaştır, oyuncaktır. kimi zaman üzerinde (bkz: soğan gak gak) oynarken vurdumduymazdır, aldırmaz hiç varlığınıza; bazen de cayırt diye ayrılıverir tuttuğunuz dalı. bazen o dalların size sarıldığını hissedersiniz.mütevazı gölgesinde çocuk piknikleri düzenlersiniz.
kulaklarına gizlerinizi fısıldarsınız, eğilip dinliyormuş gibi gelir...
çok soğuğa çok sıcağa gelemez. asi yamaçlara tırmanır ovaları gezinir barış dağıtır dünyaya. meyvesi dünyanın en değerli meyvelerindendir. meyvesinin özü dünyanın en değerli maddelerindendir. her daim yapraklıdır. odununun yanma ısısı oldukça yüksektir.
olea europaea. akdeniz ikliminin ve bitki örtüsünün en tipik ağaçlarındandır. yüzlerce yıl yaşayabilir. kışın yapraklarını dökmez. zeytinin yabanisine delice denir. delicenin meyveleri daha küçük olur. zeytin, tarih boyunca barışın ve bağlılığın simgesi olmuştur. akdeniz uygarlığında önemli rolü olan zeytin yetiştiriciliğinin günümüzden 5000 yıl önce başladığı biliniyor.