4 kisilik yurt odasinda gece yarisi yiyecek bi seyler ararken bulunan bi kac haftalik yarisi yenmis pogacayi dorde bolup yemek. unutamam lan o gunleri.
ekmek arası domates peynir ve karpuz peynir,
arkadaşlarınla ortak sigara paketi alıp bölüşmek,
ihtiyaç sahibi bir arkadaşına ufakta olsa yardımda bulunmak,
pahalı mekanlarda karılarla kızlarla değil ıssız tenha bir çayırda arkadaşlarınla birlikte oturup bir yetmişlik birde beyaz peynir eşiğinde dertleşmek.
yağmurlu çamurlu havalarda otobüslerde sürünmek, boş derste eve gitmek, sevgiliyle sadece bir bardak çay içebilmek, istediği bir şeyi alabilmek için para biriktirirken aç kalmak... hayır yani ne olabilir ki? adam da para var huzur var.
(bkz: Gerçek Aşk) ne kadar paranız varsa o kadar sahte yaşarsınız. Sen zenginsindir seversin ama onun seni değilde paranı sevdiği ne malum ama fakirsen öyle mi seni sevmiştir sadece, sadece seni..
siz hiç metrobüs durağı kalabalık iken metrobüse binmeye teşebbüs ettiniz mi? hele hele o metrobüs tamamen boş ise. eğer böyle bir zevki tadamadıysanız size tavsiyem. metrobüs durağının çok kalabalık olduğu bir anı gözetleyin, ardından durağa yanaşan boş metrobüsün kapısının hemen önünde durun ve bekleyin. sonrasını arkadan yüklenen amcalara teyzelere bırakın ve kapıdan metrobüsün camına uçarak ulaşmanın tadına varın.