türk solunun ve sağının ne kadar sol veya sağ olduğunun göstergesi. yahut bizde gerçek anlamda ne sağ ne sol vardır hükmünün ispatı. o değil de çeyrek asır öncesinde çatışan bu iki grup aslında aynı amaç * için çalıştıklarını bildikleri halde, gereksiz yere neden bir birinin kanına girdi? sırf bir darbeye zemin hazırlamak için o kadar masum insanın ölmesine değer miydi?
(bkz: tarihimizdeki utanç sayfaları)
ilginç bir örnek olarak marx ın felsefesini çürüten durumdur aynı zamanda. çünkü marx a göre madde düşünceyi yaratır. buna göre zengin kapitalist olur, fakir sosyalist olur. yani zengininlerin solcu olmasını eğitim düzeyiyle, bilincle, bilgiyle açıklamaya kalkarsak; bu sosyalizmin çıkış noktası olan materyalizm felsefesiyle bir tezat oluşturur. materyalizmin yanlışlığı bir tarafa, fazla düşünmeye de gerek yok; türkiye de solun en büyük partisi siyasi bir tekeldir. cumhuriyet kendi zenginlerini yaratırken tek parti vardı. bu zenginler de bu partiyle bağ kurdular, bu partiden aday oldular. partililerin bu konumlarını koruma isteği statükoculuğu ve devletçiliği doğurdu. gerisi:(#1999707)
herkes sağa oy veriyor aslında ama sol da bize dayatılan sol, yani chp...düzen partileri ve medyasının çırpınmasını gösteren durum. halkçı politikaları benimsemiş alternatifler de var tabi.
sosyo ekonomik düzeyi daha gelişmiş insanın eğitim imkanı da geliştiği için sol partiye eğilimli olması daha muhtemel, tam tersi sosyo ekonomik gelişmişliği daha düşük olan kişinin eğitim yetersizliğinden dolayı sağa meyilli olması daha muhtemel dendiğinde anlamlı olan durum. zengin veya fakir ayrımı yanlıştır. sonuçta altında bmw ile gezen börekçi mehmet ağarcıdır. genelleme yapmak herşeyde olduğu gibi burada da çok zordur.
yanlış bir önermedir, çünkü son seçimde holdinglerin tamamı akp yi desteklemiştir. hal böyle olunca tuzu kuru olan da yaş olan da chp ye oy vermemiştir. peki kim chp ye oy verdi?
eğitim ve gelir seviyesi düştükçe oylar sağ partilere akmaktadır. çünkü sağ partilerin iktidar olabilmek için ellerinde din faktörü gibi son derece sağlam bir olgu vardır. eğitim seviyesi düştükçe din faktörü eğitimin ve cehaletin üstünü zırh gibi kaplar, geri kalan herşey bu kesimin gözünde değerini yitirir. sol kesim didikler, çapraz düşünür; sağ kesim risk almaz, din faktörüyle gözleri bağlandığından bunun altıda yatan ince, sinsi ve tehlikeli amaçları deşelemez, görmek istemez; çünkü ne aldığı eğitim ne de toplumsal tarih bilgisi buna müsait değildir. hafızası zayıftır,çabuk unutur , kolay kanar. ihtiyacı olan tek şey güvendir. aradığı bu güven duygusunu da sağ partilerin sözde felsefesinde 'bütün iyi niyetliliği ve şeffaflığıyla' bulduğuna inanır.
geçtiğimiz seçimde sağ partinin açık ara fark atması gayet normaldir. çünkü ortada sol parti yoktur. sol , deniz baykal'ın savunduğu daha doğrusu çemkirdiği siyaset tarzı değildir. sayesinde sol diye birşey bırakmadı. ve ben de buraya sol hakkında hiçbir şey yazamıyorum ne acıdır ki. yazsam bile kendim başta olmak üzere okuyan bütün arkadaşlarım bana ağızlarını bırakıp başka bir taraflarıyla güleceklerdir. çünkü benim idolojimdeki sol ile mecliste güya beni temsil eden sözde solcu (bkz: deniz baykal) arasında uçurum dağları tepeleri aşmıştır. acınasılıktan çıkıp gülünesi bir hal almıştır.
uyanma türkiye.uyumaya devam et.
türkiye'de genellikle tuzu kuruların solcu olması ve solun en büyük partisinin statükocu olması, geniş halk kesimlerinin değişim taraftarı olması ve değişimi de türkiye'de sağ partilerin temsil etmesiyle gerçekleşen olay. küçük sol partiler defteri kapanmış çağların sol anlayışını temsil ettiklerinden ve gerçekleştirmek istedikleri değişim yeni dünyadan bihaber bir değişim olduğundan, geniş halk kitlelerinden oy alamıyorlar. çünkü halkın büyük çoğunluğu sağduyusuyla ve bilinciyle, bu küçük solcu partilerin istediği ekonomik düzenin, halkı şu anki durumlarından bile daha fakir kılacağının farkında.
-türkiyede- fakirlerin daha muhafazakar olmasıyla ilişkilidir. böyle basit bir açıklaması var. kasmayalım. zengin-elit kesim de sola oy verip fakirin hakkını korumaya?? çalışıyor, ama fakirin zikinde değil. komik.
Türkiye'de ikisi de birbirine karışmış bir durumdur...herkes her görüşten partiye oy verebilmektedir...solun ilk başlangıcından bu yana genelde zengin sağa, fakir halk sola verirdi ki solun amacı da bu değil miydi? ezilmişin, emekçinin yanında olmak, sömrülenin sözcüsü olmak...ancak bu küreselleşme ile birlikte avrupa ve dünyanın bir çok yerinde tam tersine dönmüştür...ama Türkiye bambaşkadır...orta direk ve anadolu insanını saymazsak; çünkü öyle bir duruma getirdiler ki, insanlar kriz olmasın, cebimdeki para eksilmesin yeter diyecek duruma geldiler ve bugünkü durumda kim kimin çıkarına hizmet ederse hangi görüş olduğu önemli değil, oraya oy vermektedir...iş dünyası ve sermayenin akp'yi desteklemesi gibi...
* deep not: bu değerlendirmede, chp'nin sol görüşlü bir parti olduğunu 'iddaa etmesi' baz alınmıştır,
ha bu arada bütün masonik- siyonist olarak adlandırılan sermaye dünyasının yerel uşaklarının oyunu AKP'ye vermesi midemi hem kelimenin asıl hem de yan anlamları dahilinde had safhada bulandırmıştır!!
şaşırmamak lazım gerçi; abdullah gül'ün de dediği gibi 'birçok gizli oy(un)ları var efenim bunların!!