Zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Başka bir deyişle anlak, zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir. En geniş anlamıyla, genel zihin gücü olarak da tanımlanabilir. Zihnin algılama, bellek, düşünme, uslamlama, öğrenme gibi birçok işlevini içerir. Sözcük çok geniş anlamda kullanılsa da psikologlar tarafından yaratıcılık, kişilik, bilgi ve akıl gibi değişik kategorilere ayrılmıştır.
Zekâ araştırmacılarının asıl alanı insanlardır, fakat hayvanların da öğrenme, anlama vs. yetenekleri üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.
Dünkü hürriyet gazetesi'nde Selahattin Duman'ın zeka üzerine yazdığı yazıya, yorum yapan bir okurunun sözlerini, olduğu gibi aktarıyorum: "kızım birinci sınıfa basladı. ilk derse bende yanında girdim. hiç okuma yazma bilmeyen çocuklara ögretmen, - türkce kitapınızı cıkarın çocuklar. - dedi.
zeka, zeka bölümü ile ifade edilen ölçümdür. Eğer zeka bölümünüzü hesaplamak isterseniz=
(zihinsel yaş/kronolojik yaş)x100 formülünü kullanabilirsiniz.
Not: eğer onedio testleriyle zihinsel yaşınızı hesaplıyorsanız, sakin olun ve denklemi 272277514455'e bölün.
zeka akıl gibi sonradan edinilmez zeka doğuştan var olan bir kapasitenin varlığıyla alakalıdır, var olan kapasitenin tam manasıyla tamamını kullandığımızı söyleyemeyebiliriz, küçükken yetişilen ortam çevresel faktörler gibi var olan zekanın kapasitesin de ne kadarını kullabildiğiniz açısından etkili olur şöyle bir örnek vermek gerekirse bir tarafda ferrari marka bir araba diğer tarafda kartal slx marka bir araba düşünelim azami süratleri göz önüne alacak olursak ferrari açık ara öndedir lakin kartal slx marka bir araçta var olan azami hızı sonradan gerekli modifiye ile artırılabilir ya da bir ferrari bakım yapılamzsa var olan azami süratte azalma olabilir özetle var olanı doğru kullanmakla alakalı bir durumdan ibaret var olanı doğru kullanmak noktasında ise (bkz: akıl) devreye girer.
algı ya da kapasite mi demeliyim. sonradan geliştirilebilir ya da mahvedilebilir bi durumdur. belli ölçeklerle zeka kat sayısı yani ıq dediğimiz şey hesaplanır. zk=zy/ky×100 psikoloji de gördüğüm kadarıyla formül buydu.
bunu çene düşüklüğü olarak anlamak, laf sokunca akıllı olduğunu sanmak başka bir duruma işaret eder. bunun da zeka ile ilgisi yoktur. zekanın belirtisi, yerine göre konuşup çoğunlukla sessiz kalabilmektir. kişi söyleyeceğini en mantıklı şekilde söyler ve susar. taşı gediğine koymaktır zeki davranmak.
"Zeki insan öncelikle acısızlığa, kötü muameleye maruz kalmamayı, dinginliği ve boş zamanı erek edinecektir. Bunun sonucunda, sessiz, mütevazi, ama olabildiğince rahat bırakıldığı bir yaşam arayacak, buna uygun olarak da, sözüm ona insanlarla birkaç tanışıklıktan sonra yalnızlığı, hatta büyük bir zeka sözkonusu ise inzivayı seçecektir. Çünkü kişi bizzat kendinde ne denli çok şeye sahipse, dışarıdan da o denli az şeye gereksinim duyar ve diğer insanlar da ona o denli az şey ifade edebilirler." Schopenhauer