her insanın öyle anıları vardır ki bunları sadece dostlarına anlatabilir. bazıları ise dostlara bile anlatılmaz ancak kendinize açabilirsiniz. ama öyle anılar vardır ki insan kendi kendine bile çıtlatmaktan çekinir, her saygın kişide bunlardan bol miktarda vardır. hatta şöyle söyleyebiliriz, bir adam ne kadar saygıderğerse o kadar çok sırrı vardır.
eserin en çarpıcı sahneerinden bii 2 kere 2 nin sorgulandığı sahnedir;
"iki kere iki dört cekilmez bir şey. iki kere iki dört, bana sorarsanız küstahlıktır. iki kere iki dört, ellerini bögrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükrük sacan bir külhanbeyinin ta kendisidir. iki kere iki dördün yetkinliğine inanırım, ama en cok övülmeye deger bir şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir."
halen devlet tiyatroları aziz nesin sahnesinde oynanmakta olan kaliteli eserdir.
payidar tüfekçioğlunun başarılı oyunculuğu ve oyun bittikten sonra gözlerini balkona dikmesiyle, kendimi zorla ayağa kalkıp alkışlamak zorunda hissettiğim oyundur.
"bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı.. bu roman benim için öyle değerli ki, öyle bütünleşmiş ki.. onu baş yapıtım yapmak istiyorum" diyor dostoyevski kardeşine gönderdiği mektuplarda bu kitabı için.
oyunun devlet tiyatolarında sergilenen gösterimi gayet başarılıydı. * payidar tüfekçioğlu nun ellerden öper, tüm yeraltı insanlarına da selam ederim buralardan. *
acıda hazların en tatlısı saklıdır gibi muhteşem anlatımlara sahip, devlet tiyatrosunda payidar tüfekçioğlu nun muhteşem oyunuyla sergilenen bir dostoyevski klasiği.
''iki kere iki iki dördün mukemmeligine inanirim, ama en cok övülmeye deger bir şey varsa, oda iki kere ikinin beş etmesidir'' gibi insanin kafaSiNi allak bullak eden, uyumsuz ama tutarlı dusuncelere malik dostoyevskinin sahaseri olan bir eserdir.
(bkz: ben hasta bir adamim)
dostoyevski'nin en can alıcı ve hafızamda en yer edinici eserlerinden biridir. ben de nefis kesitler sunmak, buraya kitaptan harika alıntılar yazmak isterdim. ama yeraltından notlar, kim bilir hangi dosta, kaçıncı zamanda, uzaklığını unuttuğum bir gezegende verilmiş, geri de alınamamış, iyi ki de öyle olunmuş, eksik bir kitap olarak yerini doldurmaya çalışmayacağım, nadide bir eserdir naçizane kitaplığımda. ve yüzyıllarca insanlar bakacak bu adama, nasıl baktılarsa kıskandıkları bir yazara: "fyodor mihailovic dostoyevski".
çağdaşları tarafından anlaşılamayan, ama nietzsche tarafından bir vahiy olarak görülen bu eser, kendi kimlik arayışı içerisinde bocalayan, anlaşılamaz, çelişkilerler dolu bir benliğin gizemini acımasız bir biçimde açığa çıkarması bakımından önem taşır.
Dostoyevski'yi ve yapıtlarını anlamak için çok önemli olmakla birlikte, bi de yüxexes dergisinin ''bir rockçının kütüphanesinde olması gereken 100 kitap'' isimli anketinde de 1. olmuştur.