zaman yavaş geçse de ölüm bir gün gelecek ve ona yaklaşacağız ha hızla ya yavaş. önemli olan o doğumla ölüm arasını nasıl dolduracağın. kimi insanın 1 hafta yaşadığı şeye doyumu diğerinin 60 yılından daha fazladır. hal böyleyken zaman yavaş geçse de ölüm her daim var. baktın hızlı geçiyor içini de ot gibi yaşamayarak dolduracaksın.
Ölümden hiç uzaklaşmadık ki.
Kim biliyor yaşlanarak öleceğini?
Yarın ya da hemen şimdi olabileceğinden bunları düşünmek yerine hayatın tadını çıkarmalı insan.
bu konuyla ilgili entryler genelde hayat kısa tadını çıkarın kalıbındadır. mesele bu kadar basit değil. hayat kısa .peki ya sonrası. sonra ne var ? burada neden varız ? bir amacımız var mı ? yoksa hiç bir amaç olmaksızın ,rüzgarda uçuşan çer çöp gibi random mu burada var oluşumuzun nedeni ?
bu felsefi sorular antik çin ,antik mısır ,antik yunan ,antik maya gibi uygarlıklardan bu yana hep sorulagelmiştir. ve hala sorulacaktır. asıl olan bu sorulara yoğunlaşmaktır. hayatın tadını her türlü çıkarırsınız zaten.
açlıktan ölüyordum. hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa ayaklarımın dibine düşüyorlardı.