görecelilik kavramına göre gerçekten de insanları depresyona sokabilen ya da harikalar yaratmasına neden olabilen zamanın, gerçekten de sahip olduğunu düşündüğüm ruhtur. o canlıdır. "it's alive!"
Almanca'da sanırım Hegel in ilk kez kullandığı bir terim olup belirli bir zamanda insanların genel olarak bir konuya olan meylini anlatan terimdir. Ayrıca tv8'de iki yılını doldurduktan sonra, yeni projelerle izleyici karşısına çıkmak isteyen Gülhan Şen'in son verdiği ve Manowar, jay jay johanson ,alan parson's project , boney m gibi pek çok ünlünün ve grubun röportajlarının yer aldığı kültür ve trend programıdır. (bkz: gulhan sen)
hakikaten varsa her zamanin bi ruhu, gercekten her sey "belli bi zamana" ozelse; bu yasadigimiz zaman cok ibne ve cok zevksiz..
beethovenlarin oldugu bi zaman nerde hadisenin muzuk jurisi oldugu zaman nerde ?
belese uyusturucu bulup sevgilileriyle kafalari iyiyken dunyanin halini konusan cicek cocuklar nerde, taksimin arka sokaklarindaki barlardan cikmayip her seyle tasak gecen "fecebook nesli" nerde ?
capkinlarin clark gable gibi oldugu zamanlar nereye gitti ve issiz adamlara kaldik ?
nasil oldu da, elif safak yilmaz ozdil gibi insanlarin kaleminde kendimizi bulacak kadar kaybettik ?
neler oldu bu zamanin ruhuna ? kim sikti atti ? kim ucuzlastirdi kim orospu gibi davrandi da , bu boktan nihilist caga geldik.. bunu soruyorum kendime bazen..
nihilizmin bile bi felsefesi vardi oysa, ustune yazilan kitaplar , buna kafa yoran tasakli adamlar vardi..
simdi ise sikisgen kizlarin kasarliklarina kulp, bosvermekten baska caresi kalmamis zavallilarin agzina sakiz oldu o bile..
stefan zweigin intiharina hic bi zaman inanmadim.. hep bi suikaste kurban gittigini dusundum.. cunku bi insanin "bu zamanlar cok kotu, yasamak istemiyorum" diyip karisiyla intihar etmesi, olanaksiz geliyodu bana.. simdilerde anliyorum..
herkese kendi ruhunun zamaninda yasama sansi verilseydi keske.. sec secebildigin zamani ve o zamanda yasa denilseydi..