Acının çaresizliğin hat safhada olduğu zaman bir türlü geçmek bilmeyen ama nedense en mutlu anlarda depar atıp hızlıca akan gıp gıcık şey. Zalimsin ve zaman..
Belki kıraç'ın en güzel şarkısı.
Müziği bile efsanedir.
"Zaman akıp gidiyor, dur demek olmaz
Dur demek olmaz
Sarılıp da geçmişe avunmak olmaz
Ne sen kalırsın ne de ben bu dünya da
Umudun' kaybedip pes etmek olmaz
Bir kez olsun çevir yüzün', bak şu toprağa
Bak şu toprağa
Her gün bir çiçek açıyor, diyor "Merhaba"
Bütün geceler mecbur varır sabaha
Umudun' kaybedip pes etmek olmaz
Gönül isterdi ki hep iyi olsun
Çok iyi olsun
Bütün acılar bitip her an hoş olsun
Ama ne yaparsın, insanoğlusun
Acı olmayınca tatlı da olmaz
Bir kez olsun çevir yüzün', bak şu toprağa
Bak şu toprağa
Her gün bir çiçek açıyor, diyor "Merhaba"
Bütün geceler mecbur varır sabaha
Umudun' kaybedip pes etmek olmaz
Bütün geceler mecbur varır sabaha
Umudun' kaybedip pes etmek olmaz
Umudun' kaybedip pes etmek olmaz.."
Yolculuk öncesinde, güne bununla başladık.
Bir kıraç şarkısı.
Başlangıç müziğine kadar enfestir, sadece sözleri vb değil.
Kozan konserinin başlangıç parçası idi kıraç'ın, okudu mu naptı bilmiyorum daha önceki ricamı.. *
bizim için göz açıp kapayıncaya dek tükenen nisbi bir süre. neticede yere göğe sığdıramadığımız hayat bile bir bilemediniz iki milyar saniyeden ibaret gafletten başka hiçbir şey değil.
içinde bilinç enkarnesi bulunduran sistemin işleyişini sağlayan yasaların meydana getiricisi, meydana getirdiği yasaların uygulatıcısı ve bu yasaların yenileyicisi durumunda olan kozmik bir devinimdir.
Hiç bilinmeyen, hiç dinlenmeyen şarkıları bile epeyce eskitebilen olgu. Öyle ki kimi nesneler var; o şarkıların, o kayıtların içinde harap, ziyan olmuşlar.
Bugün ayın 22'si, 10 ay bitmiş.
Zaman o kadar garip bir şey ki bu 10 ay bazen bir gün gibi bazen on yıl gibi geliyor.
ilk başlarda zaman hiç geçmeyecek, acı içinde öleceğim diye düşündüm bu zaman diliminde, bazen de yoğunluğun içinde günler aylar nasıl geçti anlayamadım.