--spoiler--
herkesin elinde bir telefon, yüzüne baktığımız insan sayısından çok atılan-alınan mesaj sayılarımızın fazlalığı, sadece günü bitirme çabası, insanlardan uzaklaşma, verilen imkânşar dâhilinde hayatı sorgulama ve daha birçok şey...
--spoiler--
ama eskiden de hayat sorgulanabiliyordu. günü bitirme çabası bende yok ama günü iyi geçirmeye çalışıyorum, insanlardan uzaklaşmıyorum sanırım çünkü zaten insan toplumun bir parçası.
Gittikçe bozulandır ancak düşününce de şu an ki bulunduğumuz döneme göre normal olandır. Herkesin elinde bir telefon, yüzüne baktığımız insan sayısından çok atılan-alınan mesaj sayılarımızın fazlalığı, sadece günü bitirme çabası, insanlardan uzaklaşma, verilen imkânlar dâhilinde hayatı sorgulama ve daha birçok şey... eskiden zaman algısı bu derece miydi diye sorulsa sanmıyorum derdim. Sonuç olarak Artık bozulması normal gelendir. Hızlı geçmesi, bir anda ileri sarması... ne yazık ki.
eskiden maalesef bende pek yoktu çünkü bir hafta önce sorduğum soruyu 1 hafta sonra da sormuştum bir keresinde. eskiden dediğim 2019'da. akıllı telefonum da yoktu ve günleri takip edemiyordum bugün ayın kaçı, hangi gündeyiz, hangi aydayız diye. tabletim vardı ama.
kavramı olan ama kendisi olmayan hayali varlık.
bir de bunun üzerine bilim kurmuşuz.
halbuki ne akıp giden bir şey var ne de gelecek olan.
bütün olay işlem sıraları ve bunların gerçekleşmesi için gereken şartlar.
bu işlem sıraları ve gerçekleşme şartlarını değiştirdiğinizde zamanın olmadığını görürsünüz.
misal istanbul dan ankara ya 1 depo benzin harcayarak 4 saatte gidiyorsun.
e sonsuz depo benzin kullanarak git. zırt diye ankara dasın. e ne oldu zaman ihtiyacı.
ya da zaman nerede.
valla kafamı bozmayın. bükerim zamanı apışıp kalırsınız.
biz büyüdükçe daha çabuk akmaya başlıyor gibi.
çocukken bir yıla neler sığdırabiliyorduk, şimdi göz açıp kapayıncaya kadar yine yeni yıl kutluyoruz, sanki dün gibi.
bende biraz bozulmuş gibidir. geçen sene olan bir şey bu sene olmuş gibi, bu sene olan bir şey geçen sene olmuş gibi gelebiliyor bana ama bu sene olmuş olsa da bu senenin senenin başlarında olmuş olabiliyor. sanırım 2024 dolu dolu geçti.
Tarih yazımının en kilit kavramlarındandır. Benim de en zorlandığım kısımlardan. Bazen o kadar soyutlaşıyor ki odaklanmak çok zor okuyor. Takvimler, Toplumların zaman algıları, bunların dönüşümü, Semboller, zaman ve mekan komprestonu, aynı anda yaşanan farklı zamansallıklar, linear zaman, cyclical zaman, Dini ve secular zaman... kafayı yersiniz aq
bana göre zamanı yanlış sınıflandırıyoruz.
geçmiş zaman veya gelecek zaman demek doğru değil gibi geliyor bana. belkide fazlaca doctor who izlediğim içindir.
(bkz: doctor who)
uzun süredir dünyada yaşıyor ve daha uzun süreler de dünyada yaşamak zorunda kaldığımız için hiç bir zaman tam olarak kavrayamayacağımızı düşünüyorum.
binlerce galaksinin birinde,
galaksi içindeki milyarlarca yıldızın birinin etrafında,
9 gezegenden birisin.
bu gezegen güneşin etrafında dönüyor bir sene diyorsun.
kendi etrafında dönüyor bir gün diyorsun.
milyar-trilyonlarca farklı gezegen ve bunların katlarcası farklı yörünge var. eminim "zaman" dediğimiz şey, şu an için, yalnızca onun bize göstermek istediği kadarına koyduğumuz isim.
her ne kadar gezegenler arası, yıldızlar arası ölçü birimi olarak ışık yılı kullanılsa da ve bir nebze olsun uzayda resmi elle tutulur bir zaman kavramı bulduk diyebilsek de. ne zaman torunlarımız evrimlerini tamamlar veya yaratıcı tarafından onlara bu atlayış bahşedilir bilemiyorum. zamanı boyut olarak görebiliriz işte o zaman gerçek bir kavramdan, "kavramak"tan bahsedebiliriz.
yürüyen merdivene benzer. durdurmak istersin durmaz, istemesen bile geçer, ilerlerken etrafındakileri izlersin, sonuna gelmeyi beklersin, sonuna vardığında hiçbirşeyi değerlendirmemiş olarak sonu bulursun.
zamanı durduramazsınız.hayatta bazen bir dakikanızda bile bir çok şey değişebilir.sizden bir dakika önce gelen biri sizin alacağınız bir şeyi alabilir ya da siz ayakkabınızı bağlarken önünüzden hayatınızın aşkı geçebilir ve siz bu fırsatı kaçırabilirsiniz. *
"ölü bebekler doğuran ve ölenlerin yasını bile tutmadan hemen yenilerine hamile kalan, o her şeyi kapsayıcı, yutucu rahimdi zaman."
"geleneksel zaman ölçme sistemlerinden hazzetmediği ama bu fikri tümüyle de bir kenara bırakamadığı için mümkün oldukça kullandığı alternatif bir ölçüm geliştirmişti. fikir basitti: dengeyi tesis etmek için sevmediği şeyi ölçmekte en sevdiği şeyi kullanıyordu: müziği!
saatler, dakikalar ve saniyeler yerine albümler, şarkılar ve ritimleri kullanıyordu. Birbirini takip eden iki şey arasındaki devrenin uzunluğu tekrar tekrar çalınan belli bir şarkının uzunluğuna eşitti. Temelde, zamanın aksine, müziğin ileri geri alınabileceğini, durdurulup tekrar çalınabileceğini bilmek güzeldi." **