nedeni diyalogda gizlidir. *
+ her yere serdiniz degil mi?
- evet.
+ ah bak! balkonu unutmussunuz, o travertenleri ben taa cin'den getirttim.
- hemen oraya da serelim abi. fiyuvvt!* kamil! kos bakkaldan gaste kap da gel kocum!
* peki usta.
+ yarin aksama kesin biter degil mi kabasi?
- biter abi merak etme sen.
.
.
geçmişte bulunduğum ortam, derhane ve pek çok işyeri/işhanı'nı düşününce, gayet normal gelen bir tiraj rakamıdır. zira bu gazete çoğu yerde bedava dağıtılmaktadır. dershanemizin yeni şubesi açıldığında 100 civarı öğrenci ve 12-13 hoca varken, her sabah yaklaşık 30-35 zaman gazetesi kantin masalarına bırakılırdı. aynı abartı mantığın işhanları ve diğer ortamlarda da varolduğunu düşünürsek bu tirajın çok mantık dışı olmadığını anlarız.
25 kişilik şirkete tam 12 tane zaman gazetesi geldiği ve bu gazetenin sadece 1 kişi tarafından okunduğu, - ki bu okuma süresine benim lugatımda resimlerine bakmak, göz gezdirmek denir- gerçeğini bizzat görmüş biri olarak söylüyorum ki, o rakam dağıtılan gazete sayısıdır.
eğer durum böyle değilse en iyi tiraj yolu, reklam, fikir, kalite falan değil direkt olarak helikopterdir.
öncelikle zuhahahaa.
yahu arkasında fetullah olan bir gazete, mecburi olarak kendisine abone olmuş bir sürü şakirdi olan gazete,
iktidarın sesi olan gazete 1 milyon satmayacak da urfanın sesi gazetesi mi satacak?
malum gruplara ait dershanelere gelen öğrencilerin yoğun ısrarlarla abone yapılmasının da katkısı büyüktür bu tiraja. zira bu gazete cuma günleri deneme sınavı verir ve bu sınav aynı grubun dershanelerinde uygulanır. [you got it johnny?]
Tiraj: yayıncılıkta, bir defada basılan kitap, dergi, gazete gibi basılı ürünlerin adedi. olduğu gerçeğinden yola çıkarak, okunmak için alınan bir süreli yayın, gazeteyle, cennete gitmek için basılan/alınan arasında sanırım fark var.
ışık evlerinde kalan öğrencilerin her biri zaman aldıkları için, eve 1 tane zaman sokup, parasını ödedikleri diğer zaman gazetelerini bedavadan başka evlere yollarlar.
- birader size zaman gönderelim?
* oğlum ben bi de zaman'a para veremem.
- yok abi bedava göndertcem ben.
* nasıl?
- bak şimdi biz evde 8 kişiyiz. 1 tanesini eve alıyoruz, diğer 7 taneyi dağıtacaz. 1 tanesini sizin eve yollayalım.
* olur lan, hiç bir şey yapmasak bile soba yakarız.
- olur mu abi oku ama.
* tamam önce okur, sonra soba yakarız.
zaman gazetesi evlere bedava dağıtılmaktan ziyade, üzerine yazan fiyatla gazete büfesinde, bakkalda, çakkalda satılsın, 1 milyonu geçtik, 5 yüzbin tiraj yapsın ben de eşek gibi anırmazsam adam değilim.
ayrıca, söylediğim şekilde 1 milyon tiraj yapsın, fethullah'ın göz yaşlarını içmezsem namerdim.
hali hazırda kalmakta olduğum öğrenci yurdunda güvenlik masasının üstüne her sabah on tane bırakılıp akşam güvenlikler tarafından kimse almıyor diye çöpe atıldığını gördüğüm zaman yürekten inandığım hadisedir.
bakın zorla abone ettirilen dersane öğrencileri, bir ışık evine on gazete girmesi vs.. falan demiyorum bir sayfasına dokunulmadan çöpe atılan gazetelerden bahsediyorum.
buradan zaman gazetesi yönetim kuruluna sesleniyorum madem kağıtla alakalı bir iş bu madem siz sayıyı çok göstermek derdindesiniz. toptan kağıt aldığınız fabrikaya gidin büyük miktarda kağıt mendil siparişi verin. üstüne de zaman gazetesi diye damga basıp yurtlara gönderin. hiç değilse iki kişi kıçını silip size teşekkür eder.
ne olursa olsun, türk basınında bir ilk olmayacak hadise. tv'lerin yaygın olmadığı dönemlerde tirajlar bir çok sefer milyon barajını geride bırakmıştı.
bu internet jenerasyonu kendi gördüğü ilkleri, dünya tarihinin ilki olarak algılamasını nereye kadar sürecek meraklardayız.
bedavadan dağıtılan abonelikler sayesinde doğal olan olaydır. oysa kendimden biliyorum, bu gazete kapı önünden haftalık olarak toplanır, cam silme vs. gibi işlerde kullanılır. en çok satılan ama en az okunandır.
palavralar ile her gün milyonlarca insanın beynini oyalanıyor demektir. neyse ki, çoğu okunmuyor lütfen okunsun diye dağıtılıyor. tehlikenin farkında mısınız?
edit: çok uğraşmadım sadece bugünkü palavralardan ve uyutmacı haberlerden bir kuple sundum.