izledikten sonra zall a aramda bir çekim oluştuğu hissettiğim röportajdır. adam halktan biri. aynı ben lan. çekingen, sevimli falan. (bkz: yakışıklı değil ama sempatik)
sözlük yazarlarının asosyal olduklarını, normal bir muhabbette bile iki kelimeyi biraraya getiremeyerek heyecan yaptıklarını, sürekli eeee ımmm kullandıklarını, kendilerini yazıda olduğu kadar ifade edemediklerini, sözlüğü merak edip inceleyen veya sözlük okuru olan insanlara zannettirmiş röportaj.
bu adam neden hep heyecanlı, aldığı reklam paralarını arabalara değilde diksiyon derslerine harcamasını istediğim kişidir kendisi ayrıca, tanıtımımızı .iç ediyorsun bak senin parandan gidiyor **
ha bir de zall ın ontv ye verdiği roportaj dan en büyük farkı karalama yapmaya çalışmayan sunucudur bir kere. aman kıyaslamayalım.
07:06 anında sunucunun kameraya doğru bakıp 'size diyor lan entry kasın oğlum biraz' tarzında serzenişte bulunduğu röportajdır. bu arada zallın içerik kalitesinden bahsetmesi komik olmuş.
uludağsözlük'ün kuruluş tarihinin 6 cümlede açıklandığı röportajdır.
hani gelişmelerde ışık yanıyor, okuyoruz, vay zall masaya vurdu diyoruz ya, korkmayın lan çok şeker adammış. *
röportajda benden niye bahsetmedi onu anlamadım. 1000. entrysini girmişiz o kadar. ayıp etti. ferrarisi de varmış.
zall'ın, ne denli politik bir kişiliğe sahip olduğunun göstergesidir. şu sözlükte birçok yazar var "fikir sunan", "eleştiri getiren" ve bu yazarlar arasında kendince çözümlemeler yapanlar da mevcut. *
peki zall'ın bu yazarlara karşı tutumu nedir? tutumsuzdur zall bu konularda. vereceği cevap da şaşmaz "biz de bu konu üzerinde uğraşıyoruz.". ama ekranlarda çıkıp da "fikirleri değerlendiriyoruz" demek kolay...
tipik zall röportajlarından bir tanesidir. teknik anlamda eleştirmekten özenle kaçınıyorum(tutuk konuşmak, hiperaktivite vs). kaldı ki zall'ın konuşması, tavrı, hareketleri beni ilgilendiren vasıfları değil. ben içinde bulunulan ortam ve bu ortama ait "sorumluluk" duygusuna, samimiyetine bakarım. bu anlamda da "gene olmadı" diyorum kendisine.
bir önceki röportaja * kıyasla zall'ın daha az çekingen ama daha çok heyecanlı olduğu röportajdır. bir de tişörtü ordan mı vermişler ne, öyle bir şey geçti sanki. allah razı olsun, yoksa yine zall'ın iğrenç kırmızı kazağını görecektik. *
sıcak bir aile sohbetiymişcesine geçmesine rağmen, zallın heyecandan zaman zaman kekelediği röportaj... ancak sözlüğün popülaritesinin her geçen gün arttığını, medyada adının ekşi sözlük kadar olmasa da, eskiye oranla daha fazla tekrarlandığını görmek bundan hiçbir kazancı olmayan bir yazar olarak mutluluk verici...