bir öğrenci eyleminde polis öldürdükten sonra pembe bir uçak çalıp kaçan bir genç, zengin bir adamın güzel karısıyla karşılaşır yolda. Biri arabayla gitmektedir, diğeri uçakla ve çölün ortasındadırlar. sonra zabriskie point denen bir yere giderler beraber, sevişirler, sonra çocuk geri döner, öldürülür; kadın geri döner, kocasının lüks evini havaya uçurur... Soundtrack'inde pinkfloyd ve grateful dead gibi grupları barındıran psychedelic bir michelangelo antonioni filmi.
michelangelo antonioni'nin yönettiği 1970 çıkışlı amerikan filmi.
7 milyon dolarlık bir bütçeyle hazırlanmıştır, getirisi ise 1 milyon doları bulmamıştır.
--spoiler--
"zabriskie noktası", amerikan üniversitelerinden birinde bir grup eylemci öğrencinin katıldığı bir "forum" sahnesiyle başlar, sözde belgesel bir film tarzında yapılmış çok yakın çekimler üniversite öğrencilerini gündemlerindeki politik konuları hararetle tartışırlarken gösterir. filmin kahramanlarından biri olan mark (mark frechette) bu tartışmalardan biraz sıkılmış gibidir ve forumdan ayrılır. tam kampüsü terkedecekken okulda devam eden öğrenci eylemine müdahele etmek üzere gelen polislerden biri öldürülür (mark'ın da bir tabancası vardır ve onun ateş edip etmediği seyirci tarafından anlaşılmaz). suçlanmaktan korkan mark iki kişilik küçük bir uçak çalarak çöle doğru uçar.
Çöle iniş yapan mark burada "zabriskie noktası" adı verilen çölleşmiş bir sit alanında daria (daria halprin) adlı bir kızla tanışır. 1950 model bir otomobille seyahat eden daria iş adamı lee allen (rod taylor)'ın esrarkeş sekreteridir. birbirlerine ilgi duymaya başlayan bu iki genç çorak arazide kendi iç dünyalarını keşfedecekleri bir yolculuğa çıkarlar. geldikleri metropole hiç benzemeyen hattâ bu dünyadanmış gibi bile gözükmeyen, hiçbir canlının yaşamadığı bu garip doğa parçasında biraz vakit geçirirler, yuvarlanırlar, sevişirler, esrar içerler vb. onlar çölde aşk yaparken nereden çıktığı belli olmayan (hayal mi görmüşlerdir?) kalabalık bir grup hippi de çölde onlarla birlikte topluca sevişirler, toza toprağa bulandıkları bu garip sevişme ritüeli adeta onların doğanın bağrına karışmaları isteklerini sembolize eder.
sonra mark hippi kültürünün renkleriyle boyadıkları uçağı havaalanına geri götürür, ancak burada tertibat almış polisler tarafında vurularak öldürülür. daria ise patronunun çölün ortasına yaptıdığı lüks villasına gelir. burada patronunun bazı işadamlarıyla yaptığı toplantıda şahit olduğu çölle ilgili yatırım planları canını sıkmıştır. dışarı çıkar, bu sırada villada büyük bir patlama meydana gelir (belki de daria hayal görmüştür, patlama hiç olmamıştır). daria arabasına biner ve uzaklaşır.
--spoiler--
yıllar önce desem sinametek' te izlediğim antonioni harikası. tekrar izleyeceğim diye kendime söz vermeme rağmen hala başaramadım. zira o günler bolca şarapla yıkanmış olduğundan biraz berraklıktan uzak nezdimde.
konusu ve işlenişiyle müthiş bir iş idi bu. o an ya da o nokta dediğiniz şeyi somutlaştırmış adam. deha farklı bir şey işte. slow motion sekans (ki aslen birkaç pelikülden mürekkep) zaten dillere destan iken, o yedirilmiş kinik ütopya çok sarsmıştı beni. bir chinaski sanrısı gibi ve 'biz' den samimi idi. yıllar sonra bile hala değişik duygulanımlar bırakabilen tuhaf başyapıt. kaçıran sinefil varsa pandik yemiş gibidir. elinizi çabuk tutun.