Yecüc ve mecüc olarak anılan iki belalı halkı bir birinden ayırmak üzere, iki büyük dağın arasında demir bloklar kullanarak bir çeşit bariyer biçiminde oluşturduğu settir. Bazı kaynaklara göre bu gün Gürcistan sınırları içinde bir yerde kafkas dağlarının arasına kurulmuştur. Hz. peygamber döneminde ordunun bir kısmı zülkarneyn'in setini bulmak üzere gönderilmiş ve bu kişiler setin kurulu olduğu yeri bularak o dönemde bile harabe halinde yıkık olduğunu teyit etmişlerdir.
► (Zülkarneyn) Sonra bir yol tuttu. (18/Kehf 92)
► iki seddin arasına ulaşınca, setlerin dışında neredeyse hiçbir söz anlamayan bir topluluk buldu. (18/Kehf 93)
► Dediler ki: “Ey Zulkarneyn! Şüphesiz ki Ye’cuc ve Me’cuc (topluluğu), yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadır. Sana bir vergi versek, sen de bizimle onlar arasına bir set yapsan (olmaz mı)?” (18/Kehf 94)
► Dedi ki: “Rabbimin bana verdiği güç ve imkânlar (sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Bana (insan) gücüyle yardım edin ki, sizinle onlar arasında bir set yapayım.” (18/Kehf 95)
► “Bana demir kütleleri getirin. (Demir) dağların iki yanını eşitlediği zaman körükleyin.” dedi. (Demir kütlelerini) ateş hâline getirince, “Üzerine dökmem için erimiş bakır getirin.” dedi. (18/Kehf 96)
► (Ye’cuc, Me’cuc) ne onu aşmaya ne de onda bir delik açmaya güç yetirebildiler. (18/Kehf 97)
► Dedi ki: “Bu, Rabbimin rahmetidir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır.” (18/Kehf 98)
96 . Ye’cuc ve Me’cuc’un (seddi) açıldığında, her yerden akın ederler. (21/Enbiyâ, 96)
97 . Hak olan vaad/kıyamet yaklaşmıştır. (O, vuku bulduğunda) kâfirlerin gözleri yuvalarından fırlayacak ve (diyecekler ki:) “Eyvahlar olsun bize! Muhakkak ki biz, bundan gaflet içerisindeydik. (Hayır, öyle değil!) Bilakis, biz zalimler idik.” (21/Enbiyâ, 97)