Türkiye'deki en yaygın soyadıdır. Nüfus kayıtlarına göre günümüzde 1,5 milyon kadar yılmaz soyadlı kişi bulunduğu açıklanmıştır. Bu da türkiye'de her 100 kişiden 2'sinin soyadının yılmaz olduğu anlamına geliyor. Bu yüzden heryerde elimizi sallasak yılmazlara rastlarız.
ancak dayak zoruyla msn'den silinebilecek kıymetli kişi. kimse kolay kolay silemez. çevresinde söz konusu videoyu izleyenlerden, hangi babayiğit kız ekler acaba bundan sonra? yılmaz, msn'ini verse kaçarlar.
YILMAZ Türkiye'de en çok kullanılan 123. isim (... 121. bekir, 122. berna, 123. yılmaz, 124. erdem, 125. taner, ...). Ülkemizde yaklaşık her 627 kişiden birinin adı YILMAZ ve ismin yaygınlık oranı binde 1.6.
YILMAZ adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 21:12 itibariyle yaklaşık 115,078 kişinin isminin YILMAZ olduğu ve YILMAZ isimli kişi sayısının her yıl ortalama 1902 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
YILMAZ adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 5.70 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 1,743 YILMAZ yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada YILMAZ sayısı her yıl 15 kişi artıyor.
YILMAZ Türkiye'nin en yaygın 123. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 123. ad ise Neil ismi. YILMAZ adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 121. Gordon 122. Christine 123. Neil 124. Jon 125. Warren isimleri de sayılabilir.
yılmaz erdoğan'ın hayatını, yazar olma macerasını, popüler bir figür olmadan önceki zor yıllarını, büyük şehirde tutunabilme mücadelesini anlatan, muhsin kızılkaya tarafından yazılmış, sel yayıncılıkça neşredilmiş güzide bir kitap. istanbul'a henüz geldiğim yıllarda, "bir istanbul'a tutunabilme hikayesi" oldukça cazip gelmişti. ve o zamanlar yılmaz erdoğan'ın işleri daha bir sevilir daha bir sayılırdı. kitabın ana fikri ve yılmaz erdoğan'ın ilerleyen yıllardaki performansını birlikte düşününce ortaya şu çıktı: sanata dair yapılan her baba iş bir yaradan, bir mücadeleden, krizden, yokluktan, uyumsuzluktan, siyahtan çıkıyor. ve "ol"duktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.