Elimi uzatsam tutacakmışım gibi minicik görünen fakat uzak ve imkansız olan o pırıltılı yıldızları sevmek gibi, bazı insanları uzaktan sevmek daha iyi.
çocukluğumdan bu yana hep ilgimi çekmiştir yıldızların o ihtişamlı parıltısı.
gökyüzüne baktığım anda gördüğüm yıldızlardan en ışıltılı ve en gösterişlisini seçerdim kendim için, sonrasında da gözlerimi kapatıp dilek tutardım, çok inanırdım bir gün gerçek olacağına ve bu bana huzur verirdi, tarifsiz bir mutluluk.
dipnot: yani; demek istiyorum ki; umut etmek çok güzel şey ve bana çocukluğumdan kalan çok değerli bir armağan (yıldızlar da çok güzel.)
sevmek, sevilmek, inanmak ve umut etmek, hiç eksilmesin hayatlardan.
Yaz aylarında gece yıldızları izleyerek uyurdum. Hayal kurardım hep. Onlar gibi parlak, Güzel ve çok sevilen bir ögretmen olmak isterdim. Bide ikiz çocuklarım olsun istiyordum galiba ahhaha. Unutmuştum tüm bunları başlığı görünce aklıma geldi.
Bazı hisler vardır, en usta yazar bile kağıda dökemez bu hisleri; aynen öyle yıldızları izlemenin verdiği his ve düşünceler. Sadece bakarsın, kayarlar ve inanılmaz bir huzur dolar içine; o an sanki tüm kötü düşüncelerden uzaklaşmış hissedersin ve çok az düşünürsün. Düşündüklerin az olsa bile hayatın boyunca düşünüp sonuca varamadığın şeylerden çok daha manalı olduğuna dair bir his verir ve düşündüklerini bir nevi sende tam olarak anlayamazsın. Burada yazdıklarımdan anlayacağınız gibi anlatılacak bir şey değil, tecrübe edinilecek bir şey.